Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İsteme ve Tasarım Olarak Dünya (Cep boy)

Arthur Schopenhauer

İsteme ve Tasarım Olarak Dünya (Cep boy) Gönderileri

İsteme ve Tasarım Olarak Dünya (Cep boy) kitaplarını, İsteme ve Tasarım Olarak Dünya (Cep boy) sözleri ve alıntılarını, İsteme ve Tasarım Olarak Dünya (Cep boy) yazarlarını, İsteme ve Tasarım Olarak Dünya (Cep boy) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
„Çocukluğundan  çık da   uyan arkadaşım! Jean-Jacques Rousseau
Dış deneyin bir nesnesi olarak konuşma yetisi çok kapsamlı bir telgraftan başka bir şey değildir. Bu telgraf keyfi İmleri büyük bir hızla, büyük bir ustalıkla iletir. Peki bu İmler nasıl anlam yaratır? Onlar nasıl yorumlanırlar? Biri konuşurken biz onun sözlerini, imgelemde o anda resimlere mi dönüştürüyoruz? İmgelem yıldırım hızıyla geçmişe uçup sözcüklerin akışına, dilbilgisi çekimlerine göre onları birbirine bağlayıp, devindirip, biçimlerini değiştirip ayrıntılı olarak onların resmini mi çiziyor? Öyleyse biz bir konuşmayı dinlerken ya da kitap okurken kafamızda kim bilir nasıl bir kargaşa oluyordur. 
Reklam
Senin var olman olsa olsa, benim tarafımdan algılanmış olman demektir. Senin var olduğun yer benim tasarımımdır. Dolayısıyla ben senin varlığının ilk koşuluyum.
. Doğuştan gelen tek bir hatalı düşünce vardır: Mutlu olmak için var olduğumuza dair. Doğuştan gelen bu yanılgıda ısrar ettiğimiz sürece dünya bize çelişkilerle dolu görünür. Çünkü büyük olsun, küçük olsun, attığımız her adımda, dünyanın ve yaşamın kesinlikle mutlu bir varoluşu sürdürmek amacıyla düzenlenmediğini deneyimlemek zorundayız. Bu nedenle neredeyse tüm yaşlıların yüzlerinde hayal kırıklığı ifadesi var. . . .
Tasarımı anlamlandırmak
Ne ki, şimdi bizi araştırmaya iteleyen, tasarımlarımız olduğunu, onların şu ya da bu tasarım olduğunu, onların genelde yeter sebep ilkesi dediğimiz şu ya da bu yasaya göre bağlandıklarını bilmemizin yeterli olmayışıdır. Biz, bu tasarımların anlamını bilmek istiyoruz. Bu dünyanın, tasarımdan başka bir şey olup olmadığını soruyoruz. Dünya bir tasarım olduğunda, onu bizim için gerçekliği olmayan bir düş ya da hayaletimsi bir görüntü diye belleyerek, dikkat etmeğe değmez sayarak ona aldırmayabiliriz. Ya da onun başka bir şey olup olmadığını, başka bir şeyse, bu başka şeyin ne olduğunu soruyoruz. Aradığımız şey, tasarımdan büsbütün değişik, tüm doğası ile değişik bir şey olsa gerek. Böyle olduğu kesin, öyleyse tasarımın biçimleri ile yasaları ona bütünüyle yabancı olmalı. Şu da kesin: Tasarımı çıkış noktası olarak alırsak, yalnızca nesnelerle tasarımları bağlayan yasaların belirlendiği bir yoldan giderek amacımıza ulaşamayız, yasa yeter sebep ilkesinin kalıplarının işlevidir. Dolayısıyla şeylerin gerçek doğasına dışarıdan hiçbir zaman ulaşamadığımızı görürüz. Ne ölçüde ararsak arayalım, imgelerden adlardan başka şeye ulaşamayız. Bir şatonun çevresinde dolaşıp duran, boşuna bir giriş arayan, ara ara dış duvarların kaba bir taslağını çizen bir adama benziyoruz. Gene de benden önceki bütün filozoflar bu yolu tuttu.
Bilim
Böylece bilim özdeğin durumunu açıklamış, ödevini yerine getirmiş olur. Gelin görün ki, gerçekte o, özdeğin durumlarının uzam ile zamanda belli bir düzene göre ortaya çıktığını göstermekten öte bir şey yapmaz. Bilim bundan genelleme yaparak, belli bir zamanda, belli bir yerde hangi görüngünün zorunlulukla ortaya çıkması gerektiğini gösterir. Böylece, bilim, görüngünün uzamla zamandaki koşulunu belli bir yasaya göre belirler. Yasanın özel içeriğini deney öğretir. Gelgelelim, yasanın genel geçer kalıbı ile zorunluluğunu biz deneyden bağımsız olarak biliriz. Ancak, bilim, bu görüngülerin iç özü konusunda en küçük bir sezgi bile vermez. Bu iç öze, doğanın gücü denir, o nedensel açıklama alanının dışındadır. Bilim, böyle bir gücün belirmelerinin, (onların bilinen koşullan bulunduğunda) sürekli, bir örnek ortaya çıkışına doğa yasası der. Ancak, bilimin bütün bilip bileceği bu doğa yasasıdır, bu koşullar, belli bir yerde, belli bir zamandaki bu ortaya çıkıştır. Kendini gösteren gücün kendisi, bu yasalara göre ortaya çıkan görüngülerin iç doğası bütün bütün yabancı, bilinemez bir şeydir.
Reklam
Tasarım
"O Mâyâ'dır, aldatmanın peçesidir. Bu peçe, ölümlülerin gözlerini örter onlara bir dünya gösterir. Kişi bu dünya vardır da diyemez yoktur da diyemez. Çünkü o bir düş gibidir. Kumda parlayan, gezginin uzaktan su sandığı gün ışığı gibidir; ya da o yere atılmış bir ip parçasıdır da gezgin onu yılan sanır."
"İnsanlar ancak binlerce yıl salt nesne felsefesi ile uğraştıktan sonra dünyayı bir bilmeceye çeviren, durup düşünmemize yol açan nice şey arasında şunun ilk sırada olduğunu buldular: Ne denli ölçüye gelmez, ne ölçüde kocaman olursa olsun, bu dünyanın varlığı, bir tek ipliğe bağlıydı: Açıkçası, o İçinde varolduğu şu andaki bilince bağlıydı. "
Sayfa 13 - PDFKitabı okudu
Arkadaşlar günaydın 🙋🏻‍♀️ elinde
Arthur Schopenhauer
Arthur Schopenhauer
’dan
İsteme ve Tasarım Olarak Dünya (Cep boy)
İsteme ve Tasarım Olarak Dünya (Cep boy)
kitabının pdf’i olan var mıdır?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.