Kader Meselesi Gönderileri
Kader Meselesi kitaplarını, Kader Meselesi sözleri ve alıntılarını, Kader Meselesi yazarlarını, Kader Meselesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hidâyet de, dalâlet de insanın kendi iradesiyle alâkalıdır. Allah her şeyi bir sebebe bağlamıştır. İyiliği seçen için hidâyeti, kötülüğü seçen için dalâleti yaratır. Rastgele bazı kullarına hidâyet, bazı kullarına ise dalâlet vermez.
Kesin olan, insanın seçme özgürlüğünün bulunması, ama sonuçta her şeyi Allah'ın yaratmasıdır. Onun için "kaderde varsa başımıza gelir, yapacak bir şey yok" demek kaderi anlamamaktır.
Kader bir yönüyle müteşabih, yani zor anlaşılır ve gayba ilişkin bir konudur.
Kaderi mutlak anlamda inkâr eden, dinden çıkar.
Kader kelimesi türevleriyle birlikte Kur'ân-ı Kerîm'de 55 yerde geçer. Türkçedeki takdir, kadr, miktar ve kader kelimeleri hep aynı köktendir. Kelimenin kök anlamında; gücü yetme, planlama, ölçü ile yapma, şeklini ve niteliğini belirleme gibi manalar vardır...
Bu alan taabbudi alandır ve aklın buradaki rolü sadece meselenin olduğu gibi anlaşılmasını sağlamaktan ibarettir.
Oysa Ehlisünnet bir mezhep değil, İslâm'ın Hz. Peygamber ve onun öğrencileri olan sahabe tarafından anlaşılıp, yaşanılan hâlidir. Buna İslâm'ın ilk ve bozulmamış hâli de diyebiliriz. Birisi kendisinin, ya da bir sevdiğinin ürettiği bir fikri Ehlisünnet diye terviç etmeye kalkarsa, ondan istenecek şey, bu ilk örnekten tevilsiz bir delil getirmesidir. Kur'ân-ı Kerîm ifadesiyle, "Eğer doğru iseniz delilinizi getirin" ya da "yaşayan bir delille yaşasın, ölen de bir delille ölsün".
Bizim risalemizin biraz kaderi anlatma, biraz bu konudaki yanlışlara cevap verme, biraz da Hasan Basrî'nin istismar edilen risalesini tanıtma gibi bir hedefinin olduğunu söyleyebiliriz.
Kur'ân'ı Kerim'e inanan herkes kâinatta bir düzenin, bilinçli bir takdirin ve hesabın olduğunu kabul eder. Hücreden makrokozmoza kadar her şeyde bu bilinçli düzen görülebilir.
"Men âmene bil kaderi emine minel keder"
Kim kadere iman ederse keder/üzüntüden uzak olur.
Sayfa 56 - Nûn Yayıncılık 2015
Duanın varlığı başlı başına mahv ve ispatın delilidir. Eğer her şey Allah'ın ezelden takdir ettiği gibi olmak zorunda ise, dua etmenin bir anlamı kalır mıydı? Oysa Kuranı Kerim'de bile bize öğretilen yüzlerce dua ayeti vardır.
Sayfa 49
Kaderi doğru anlamamak Müslümanları geri bırakan sebeplerdendir denebilir. Ve insanın elinde hiçbir şey yok diye inanmanın alternatifi, her şey insanın elindedir, her şeyi insan yapar demek değildir.
Sayfa 45
Kaderi belki daha güzel anlatan bir örnek; bilgisayar oyunları olabilir. Oyunu kurgulayıp tasarlayan irade oyuna sınırlı ihtimaller koymuş. Sizin seçme ve uygulamalarınıza göre o ihtimallerden birisi gerçekleşiyor. Eğer iradenizi öbür düğmeye basmakta kullansaydınız sonuç, sistemde var olan başka bir durumun oluşmasına sebep olacaktı. Ama hiçbir zaman siz tasarlayanın oyuna yerleştirdiği ihtimallerden dışarı çıkamayacaksınız. Hem önceden yapılmış bir yazılım var, hem de siz ona müdahale edebiliyorsunuz ve yazılanın dışına asla çıkamıyorsunuz. Yani sizin iradeniz de arka planda ki o büyük iradeye bağlı.
İşte sizin bu ihtimallerden herhangi birini seçebilme özgürlüğünüz sizin irade-i külliyenizdir. İradenize ona değil de buna kullanmanız ise irade-i cüziyyenizdir. Yani büyükten/külden bir cüzü seçmiş olmanız. Potansiyel enerji ile kinetik enerji gibi.
Sayfa 43