Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ve Hasan Basri'nin Kader Risalesi Metni ve Tercümesi

Kader Meselesi

Faruk Beşer

Kader Meselesi Gönderileri

Kader Meselesi kitaplarını, Kader Meselesi sözleri ve alıntılarını, Kader Meselesi yazarlarını, Kader Meselesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kaderde yazılan mı olur, olacak olan mı yazılır? :)
Uzaydan bakan meteoroloji bir hafta sonra kar gelecek dediği için mi kar yağar? İşte bizim irademiz de bir şeydir, zaman ve mekân ortadan kalkınca onu da Allah an olarak görmektedir.
Bizim algılarımın zaman ve mekân denen göreceli etkenlerle sınırlıdır. Bu algı ile bize göre gelecek olan şeyin şu anda oluyor olması, yani hal olması, ya da geçmiş olması mümkün değildir. Oysa zaman ve mekân bizim algımızı sınırlayan görüntü engelleridir. Allah için onlar yok hükmündedir ve bir milyar yıl öncesi ile bir milyar yıl sonrası O'nun için aynı noktadadır.
Reklam
Ehlisünnet'in itirazları
Cebriyye'ye itiraz olarak der ki, İslâm'da esas olan sorumluluktur. İnsan yaptıklarını kendi özgür iradesiyle seçip yapmıyorsa onu sorumlu tutmak abes olur. Böyle bir şey Allah'a yakışmaz. Mutezile'ye de cevap olarak der ki, kul kendi fiillerini kendi yaratmış olsa o zaman Allah'tan başka da yaratıcılar olmuş olur.
Ehlisünnet
Kader, olmuş ve olacak her şeyin ezelde Allah tarafından bilinip, mahiyetini bizim bilmediğimiz bir kitapta, yine mahiyetini bilmediğimiz bir şekilde yazılmış olmasıdır. Olan her şey kaderde, yani o Allah'ın sözünü ettiği kitapta vardır ve bu, olacak olan her şeyi Allah bilir demekle aynı şeydir. Buna insanların fiilleri de dâhildir. Ama Allah bildiği için kullar öyle yapmaz, öyle yapacakları için Allah bilir.
Kaderiyye.. Mutezile..
İnsan, iradesinde sonuna kadar özgürdür, neyi dilerse onu yapar. Allah insanın eylemlerine karışmaz, insan kendi fiillerini kendi yaratır, onun fiilleri önceden yazılmış değildir..
Cebriyye
İnsan kaderine mahkûmdur, kaderde ne varsa o olur, insanın yapıp ettiklerinde iradesinin bir değeri yoktur. Her şey, Allah öyle takdir ettiği için öyle olur.
Reklam
Amentü
Ayetlerde, hadislerde ve insanların o ilk örnekle inanma biçimlerinde vâr olan cümlelerin, kolay öğrenilsin diye bir araya getirilmesi..
Çok bilmiş yeni çağdaş yorumculara..
Kader ya da imana ve ibadetlere taalluk eden bir başka konu ancak o ilk örneğe, yani Hz. Peygamber’in ve ashabının anlayışına göre anlaşılırsa doğru anlaşılmış olur. Buna bizim yeniden şekil vermemiz ya da öncekiler anlamamışlar da biz anlıyoruz dememiz abestir. Dinin özü/usulüddin sürekli geliştirilen felsefi bir gelenek değildir.
İslâm'ın sabitesi: Akide ve İbadet
"Taabbudî" alandır. Aklın buradaki rolü sadece meselenin olduğu gibi anlaşılmasını sağlamaktan ibarettir. Yani bu konuda fıkhî içtihat olmaz, sadece anlama içtihadı/içtihadü'l-fehm olabilir. Taabbudî demek, aklın alacağı bir konu olmadığı için salt ibadet olarak alınıp olduğu gibi yaşanacak alan demektir.
Ehlisünnet bir mezhep değil, İslâm'ın Hz. Peygamber ve onun öğrencileri olan sahabe tarafından anlaşılıp yaşanılan hâlidir.
84 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.