Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kaderci Jacques ve Efendisi

Denis Diderot

Kaderci Jacques ve Efendisi Gönderileri

Kaderci Jacques ve Efendisi kitaplarını, Kaderci Jacques ve Efendisi sözleri ve alıntılarını, Kaderci Jacques ve Efendisi yazarlarını, Kaderci Jacques ve Efendisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
sdfghjk
Şimdi Kaderci Jacques'la efendisinin konuşmalarının daha önce yaşanmış ve Sterne'in de oradan aşırmış olmaması koşuluyla gelelim Tristram Shandy'nin Hayatından alıntı yapılan ikinci paragrafa. Ama ben buna ihtimal vermiyorum. Kendi milletinden olan ve bizim eserlerimizi aşırdıktan sonra bize ağız dolusu küfür eden edebiyatçılar arasında Sterne'e ayrı bir değer veririm.
Sayfa 270Kitabı okudu
Kendilerinden şüphe etmek için elimde haklı gerekçeler olarak bulunan bazı hatıralar sayesinde bu hikâyenin eksik kalan yanını tamamlayabilirdim. Ama neye yarar ki? İnsanlar ancak gerçek olduğuna inandıkları şeylerle ilgilenirler. Üstad François Rabelais'nin Pantagruel'inden ve Compère Mathieu'nün (Henri-Joseph Du Laurens’in bir eseri) maceralarından sonra en önemli eser olan Kaderci Jacques ile Efendisi üzerinde ciddi bir inceleme yapmadan bir şey söylemek cüretkârlık olsa da, bu hatıraları bütün zihnimi toplayarak, büyük bir tarafsızlıkla okuyacağım ve bir haftaya kadar size bu konudaki fikrimi söyleyeceğim. Benden daha zeki biri yanıldığımı kanıtlarsa da sözümü geri alacağım.
Sayfa 269Kitabı okudu
Reklam
Efendi: Peki neden tasvirlerden nefret edersin? Jacques: Çünkü tasviri yapılan kişiler, onlarla karşılaştığınızda tanıyamayacağınız kadar az benzerler tavsirlerine. Bana olayları anlatın, konuşmaları olduğu gibi aktarın, böylece nasıl bir insandan bahsedildiğini anlamış olurum. Bir kelime, küçük bir jest bazen bana bütün bir şehir halkının gevezeliklerinden çok şey öğretmiştir.
Sayfa 246Kitabı okudu
Jacques: (…) ben hikâyeme başlar başlamaz şeytan bir bahane çıkarır, sözümü yarıda kesmeme sebep olur; halbuki sizin hikâyeniz hiç kesilmeden devam ediyor. İşte hayat böyledir zaten. Biri kayalar arasında hiçbir yerini zedelemeden gezinir; diğeri istediği kadar adımını attığı yere baksın; en düzgün yolda bile mutlaka ayağını bir taşa çarpar ve yuvasına derisi soyulmuş bir halde döner.
Sayfa 231Kitabı okudu
Evvela okuyucum; bunlar hikâye değil tarihtir. Jacques'ın edepsizliklerini anlattığın zaman kendimi Tiberius'un hovardalıklarını anlatan Suetonius'dan daha suçlu bulmuyorum. Zaten Suetonius'u okursanız onda hiçbir kabahat balmazsınız. Neden Catullus'u, Martialis'i Horatius'u, Juvenalis, Petronius'u okurken
Sayfa 209Kitabı okudu
Gerçekten de sizin aşkınız söndüğü halde benimki devam etseydi ne büyük bahtsızlık olurdu!
Reklam
Kafkaesk!
—Dostum umarım orada bizden hiç şikâyet etmeyeceksiniz. Doktor ayağınızı kurtardı; ben de size çok iyi baktım. Ümit ederim ki bizi şatoda unutmazsınız. —Sizin için ne yapabilirim? —Kocamın pansumanınızı yapmak için gelmesini istersiniz. Şato çok kalabalıktır.
Jacques: İnsan şu dünyada neye sevineceğini ve neye üzüleceğini bilemiyor. İyilik kötülük, kötülük de iyilik getiriyor. Alnımızda kaderin yazısı olduğu halde gece karanlığında yürüyoruz, dileklerimiz olduğu kadar, acılarımız ve sevinçlerimiz de aynı derecede anlamsızdır. Ağladığımda, budalaca bir şey yaptığımı düşünürüm. Efendi: Ya güldüğünde? Jacques: Bunu da budalalık sayarım. Yine de kendimi ne ağlamaktan, ne de gülmekten alamam. İşte beni çileden çıkaran da bu.
Düellolar toplumda, farklı alanlarda rahipler, hâkimler, edebiyatçılar, filozoflar arasında da sürüp gitmektedir. Her toplumsal statünün kendisine göre düelloları ve şövalyeleri vardır. En saygın, en eğlenceli toplantılarımız, bunlara katılanların sıklıkla aşklarının fermanını omuzlarında değilse de gönüllerinde taşıdıkları birer küçük harp oyunundan başka bir şey değildir. Seyirci ne kadar çok olursa, cirit oyunu o kadar canlı olur. Hele kadınların varlığı dövüşenlerin coşkunluğunu ve inadını son derecede artırır, onların gözü önünde yenilmenin acısı asla unutulmaz.
Hiçbir şey bir kimsenin meziyetini hoş görmek kadar güç değildir.
Reklam
Don Quijote ile Sancho ve Richardet'la Ferragus gibi Jacques'la efendisi de ancak bir arada bir şey ifade ediyorlardı ve ayrı ayrı bir şeye yaramazlardı. Cervantes'in izinden yürüyen ve Arioste'u taklit eden Monsenyör Forti Glerra bunu pek anlamamıştır.
İhtirasım bu değil gibi geliyor ama
—Sizin gibi ihtirasları olan bir adamdır o, okuyucum; sizin gibi meraklıydı, sizin gibi patavatsızdı, okuyucum; sizin gibi sorular soruyordu. —Ama neden soru soruyordu? Bu da güzel bir soru doğrusu. —Öğrenmek ve sonra da öğrendiklerini başkalarına aktarmak için soruyordu; tıpkı sizin gibi okuyucum...
Açıkça görüldüğü gibi bir romancının kullanmaktan geri kalmayacağı şeyleri ihmal ettiğim için ben bir roman yazmıyorum. Yazdıklarıma gerçek gözüyle bakan bir kimse herhâlde onlara uydurma diyen birinden daha az yanılmış olur.
Asla tartışma kaybedilmez böyle shhshs Jacques siyasal islamcı galiba
Efendi: Bana, delinin ve aklı başında adamın kim olduğunu söyleyebilir misin? Jacques: Elbette?.. Deli... Bir dakika... Deli mutsuz bir adamdır. Bundan ötürü de aklı başında adam mutludur. Efendi: Peki mutlu ve mutsuz adamlar kimdir? Jacques: Buna cevap vermek daha kolay. Mutlu adamın alnına mutlu olması, mutsuz olanın alnına mutsuz olması yazılmıştır.
Jacques: (…) Ama, kim çok tecrübe sahibi olmakla övünebilir? derdi; çok tecrübeli olduğunu söyleyenler çoğunlukla çok yanılanlar değil midir? Sonra içinde bulunduğu koşulların ne olduğunu kim yeterince kavrayabilir? Bizim kafamızdaki planlar, alnımıza yazılan planlardan çok farklıdır. Biz mi kaderi yönlendiririz, yoksa kader mi bizi yönlendirir? Ustaca hazırlanmış onca proje suya düşmüştür ve düşecektir! Onca mantıksız proje de başarılı olmuştur ve olacaktır!
679 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.