Nasıl Pilot Oldum Pilot koltuğunda: Pervaneli Uçaktan Boeing 777'ye kadar...

Kalbimdeki Kanatlar

Menderes Çakıcı

Öne Çıkan Kalbimdeki Kanatlar Gönderileri

Öne Çıkan Kalbimdeki Kanatlar kitaplarını, öne çıkan Kalbimdeki Kanatlar sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Kalbimdeki Kanatlar yazarlarını, öne çıkan Kalbimdeki Kanatlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evet, pilotluk mesleği dışarıdan görüldüğü gibi kolay bir meslek değildi. Ortaya çıkan çok acil durumda pilot olarak adrenalini vücudunuzun her hücresinde hisseder, işinizi dört dörtlük yapmaya çalışırsınız. Yeri gelir uçuşta yaşadığınız birkaç saniye süren tehlikeli durum ömrünüzü birkaç yıl kısaltmıştır diye düşünürdünüz.
Sayfa 171Kitabı okudu
Bir pilotun yetiştirilmesinin maliyeti çok yüksektir. İyimser bir tahmin ile, bir pilotun başlangıç maliyeti birkaç yüz bin Amerikan dolarının üzerine çıkabilir. Yetenekleri bu işe uygun insanı, doğru insanı seçmek bu yüzden önemlidir. Bu nedenle kendi pilotunu yetiştiren hava yolu şirketleri doğru adayları almak isterler. Yetiştirilen pilotlar uzun yıllar boyunca şirket bünyesinde kullanılacaktır. Onların ileriki yıllarda yapacakları hatalar uçak kazalarına ve şirketlerinin zor süreçlere girmesine hatta kapanmasına neden olabilecektir. Karakterinizin küçüklükten beri dengeli olması, insanlarla ilişkilerinizde empati kurabilmeniz; başkalarının görüş ve düşüncelerini dikkate alabilmeniz, aşırı iddialı bir yapıda olmamanız, her insanın hata yapabileceğini bilmeniz, kurallara ve kaidelere uygun bir karakterde olmanız, bir hata yapıldığı zaman üst pozisyondaki bir uçuş ekibini bile uyarmanız, pilotluk için ön şartlardır.
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam
Normalde bizim esas antrenman yaptığımız yer , uçuş eğitim merkezimizde bulunan hareketli uçuş simülatörleriydi. Bu simülatörler gerçek bir uçuşun her anını bilgisayar ve hareketli sistemler vasıtasıyla biz pilotlara yaşatmaktaydı. Böyle olunca da bu komplike cihazların fiyatları neredeyse bir küçük yolcu uçağının fiyatına eş değer oluyordu. Simülatörlerde ne mi yapıyorduk? Yaşayabileceğimiz tüm kritik arızaları uygulamalı ve gerçek şartlarda yapıyorduk. İşte burada yapılan eğitimler biz pilotların tecrübesini en üst seviyeye çıkarmada büyük katkı sağlıyordu. Teknoloji o kadar ilerledi ki simülatörlerde birebir her hava şartı ve arızayı yaşayabiliyorduk. Acil durumlarda kullandığımız yedek sistemlerin uçuş kumandalarına yaptığı etkileri öğreniyor ve bunu hissederek uçağa kumanda veriyorduk. Uçağınızın kargo bölümünde çıkan bir yangını kokpitten müdahale ederek uzaktan söndürüyor, kabine ve kokpite dolan dumanı dışarı atıyor veya kokpite dolmuş yoğun duman içinde özel maskelerinizi kullanmayı öğreniyor, bu göz gözü görmez ortamda bile yanınızdaki pilotla konuşarak inişinizi doğru yapıyor, uçağınızı emniyetli uçurmaya devam ediyor, duran motorlarınızı tekrar çalıştırıyor veya çalışan tek motorunuz ile uçağınızı yedek bir meydana götürüp indiriyordunuz. Veya gece uçarken yüzlerce kilometre ilerde gece yarısı patlamış bir volkanın toz bulutlarına habersiz giriyor, hemen bu tehlikeli toz bulutundan kaçınma yapıyor, kaçınma yapmanıza rağmen durabilecek motorlarınızı havada çalıştırıyor veya duran tüm motorlarınıza rağmen uçağınızı planör gibi motorsuz uçurup bir yere indiriyordunuz.
Sayfa 171Kitabı okudu
"Motorlar olmadan uçmak mümkün ama bilgisiz ve yeteneksiz uçmak mümkün değil." -Wilbur Wright
Havacılıktaki kurallar, oluşan kazalar sonucunda hep kanla yazılmıştı. Bu nedenle çift pilotla yapılan bir uçuşta bir pilot hatalı bir şey yaparsa diğer pilot onu uyarır. Şayet uyarılara göre gerekli düzeltmeleri uçan pilot yapmaz ise, uyarıyı yapan pilotun uçan pilottan kumandayı alması gerekir.
Havacılıkta gittikçe artan otomasyon bizim fiziksel güç gerektiren iş yükümüzü azaltırken, zihinsel yorgunluğumuzu arttırıyordu. Uçuşa yeni başlayan bazı genç pilotlar otomasyonu sonuna kadar kullanmayı seviyorlar hatta iniş pistinin dibine kadar otopilotu kullanmaya çalışıyorlardı. Her zaman otomasyonu yani otopilotu kullanan bu tarz genç pilotlarda uçağı el kumandası ile uçurma tecrübesi artmıyordu. Oysa elle uçağı uçurma tecrübesinin artması için bazı uçuşlarda ve simülatörlerde daha fazla elle uçağı uçurma antrenmanının yapılması gerekmekteydi. Gerçek uçuşta otomasyon ile ilgili arızalar oluştuğunda ise uçağı el kumandası ile uçurma tecrübesi yeterince oturmamış pilotlar basit hatalar yapabilmekteydi. Dünyada son yıllarda olan uçak kazalarında otomasyon arızaları sonucu pilotlar basit hatalar yapmış, arızadan dolayı otopilotu devreden çıkan uçağı bu pilotlar düzgün uçuramamışlardı. Air France Airbus 330 ve Air Asia Airbus 320 kazaları bu tarz hatalardan dolayı olmuştu. Çeşitli nedenlerden dolayı otomasyon sisteminde arızalar olmuş ve otopilot devreden çıkmış, ama pilotlar uçakları el kumandası ile uçuramayıp uçakların havada anormal durumlara girmelerine neden olmuştu. Sonuçta bu uçakları kullanan pilotlar havada uçakların kontrolünü kaybedip, taşıdıkları yüzlerce yolcu ile birlikte okyanusun derinliklerine gömülmüşlerdi.
Sayfa 253Kitabı okudu
Reklam
79 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.