Kan ve İnanç - PKK ve Kürt Hareketi

Aliza Marcus

Sayfa Sayısına Göre Kan ve İnanç - PKK ve Kürt Hareketi Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Kan ve İnanç - PKK ve Kürt Hareketi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Kan ve İnanç - PKK ve Kürt Hareketi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kürtler dünyanın en kalabalık devletsiz halkı ve yak­laşık yarısı Türkiye’de yaşıyor; dolayısıyla buradaki mücadele bölgedeki daha geniş Kürt sorununun çok önemli bir bileşeni haline geliyor.
Kendini devrime adamazdan önce öğretmenlik eğitimi alan Topgider, silahlı mücadeleden başka bir yolun Kürt bağımsız­lığını sağlayacağına inanmıyordu. Türkiye’deki Kürtler, devlet tarafından “Kürtler” olarak tanınmıyordu. Türk resmî makam­ları inatla, Kürtlerin gerçekte Türk olduğunu, Kürtçe’nin de Türkçe’nin yozlaşmış bir şekli olduğunu iddia ediyordu. On yıllar süren ve şiddete dayalı olmayan çabalar, merkezî oto­ritelerden, Kürtlerin kültürel ve politik hakları adına hemen hiçbir destek alamamıştı. Etnik kimliklerini savunmayı dene­yenler, devleti yıkma girişiminde bulunmak suçundan hapis cezası almışlardı. Kürtçe eğitimin tamamen yasak olmasının yanı sıra, Türk televizyon ve radyolarında Kürtçe yayın yapıl­ması da engelleniyordu. Çocuklara Kürtçe isimler verilmesi mümkün değildi. Kürtçe köy isimleri Türkçe isimlerle değişti­rilmişti. Tarih kitaplarında Kürt tarihi yer almadığı gibi, ülkenin Kürt bölgesinin her yanı, “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” slo­ganıyla donatılmıştı.
Reklam
Giderek güçle­nen Türkiye solu, devlet politikalarının önemli bir bölümüne yüksek sesle muhalefet etse de, Kürt meselesinde görece ses­siz kalıyordu. Mücadelelerini sol içinde sürdürebileceklerini umut eden Kürtler hayal kırıklığına uğruyorlardı, fakat gide­bilecekleri başka bir yer de yoktu.
Ankara, Kürtlere eğitim olanakları sunmanın asimilasyonu hızlandıracağını umuyordu. Türkçe ve tarih, onlann dili ve onların tarihiymişçesine öğretilecekti. 1961 yılında, Kürt çocukları kendi çevrelerinden koparıp tamamen Türk bir ortamda eğitmek üzere, özel yatılı bölge okulları kuruldu. Fakat bu girişim, beklenilenin aksine, Kürt kimliğini güçlendiren bir etki yarattı
"Türkiye demokrasisinin bir gizli yüzü vardı, sakat bir de­mokrasiydi,” diyor, Öcalan’la tanıştığında Hacettepe Üniversi­tesinde mühendislik okuyan Selahattin Çelik. “(Türkiye’deki idare tarzından) kurtulabilmek için yasal ya da demokratik yol­lari kullanamazdınız. Bu nedenle, zafere ulaşmanın tek yolunun silahlı mücadele olduğuna inanmıştık. Demokrasiyi hiç tecrübe etmemiştik ki demokrasi hakkında bir şeyler biliyor olalım."
Öcalan, 1977’de Elazığ’da yaptığı, grubun ideolojisine dair yayınlanan ilk broşüre de temel oluşturan konuşmasında, “Eğer bir halk kendi geleneğine sarılır, kendi dilini kullanır ve kültürünü canlı tutarsa, bu da bir başkaldırıdır,” diyordu. “Ama gerçek başkaldırı, silahlı olandır.
Reklam
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.