Kan ve İnanç - PKK ve Kürt Hareketi

Aliza Marcus

En Eski Kan ve İnanç - PKK ve Kürt Hareketi Sözleri ve Alıntıları

En Eski Kan ve İnanç - PKK ve Kürt Hareketi sözleri ve alıntılarını, en eski Kan ve İnanç - PKK ve Kürt Hareketi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkiye'deki Kürt sorununu anlayabilmek için, PKK'yi tanımak gerek.
Kürtler dünyanın en kalabalık devletsiz halkı ve yak­laşık yarısı Türkiye’de yaşıyor; dolayısıyla buradaki mücadele bölgedeki daha geniş Kürt sorununun çok önemli bir bileşeni haline geliyor.
Reklam
Kendini devrime adamazdan önce öğretmenlik eğitimi alan Topgider, silahlı mücadeleden başka bir yolun Kürt bağımsız­lığını sağlayacağına inanmıyordu. Türkiye’deki Kürtler, devlet tarafından “Kürtler” olarak tanınmıyordu. Türk resmî makam­ları inatla, Kürtlerin gerçekte Türk olduğunu, Kürtçe’nin de Türkçe’nin yozlaşmış bir şekli olduğunu iddia ediyordu. On yıllar süren ve şiddete dayalı olmayan çabalar, merkezî oto­ritelerden, Kürtlerin kültürel ve politik hakları adına hemen hiçbir destek alamamıştı. Etnik kimliklerini savunmayı dene­yenler, devleti yıkma girişiminde bulunmak suçundan hapis cezası almışlardı. Kürtçe eğitimin tamamen yasak olmasının yanı sıra, Türk televizyon ve radyolarında Kürtçe yayın yapıl­ması da engelleniyordu. Çocuklara Kürtçe isimler verilmesi mümkün değildi. Kürtçe köy isimleri Türkçe isimlerle değişti­rilmişti. Tarih kitaplarında Kürt tarihi yer almadığı gibi, ülkenin Kürt bölgesinin her yanı, “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” slo­ganıyla donatılmıştı.
1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan kısa bir süre sonra Kürt ulusalcılar devlet otoritesine karşı ayaklanmıştı. İsyanlar çok sert bir biçimde bastırılmış ve Kürt tarihiy­le kimliğini ortadan kaldırmak üzere bir dizi yasa yürürlüğe konmuştu. Kürtçe köy isimleri Türkçe olanlarla değiştirilmiş, o vakte kadar coğrafi bir bölgeyi ifade etmek üzere kullanılan “Kürdistan” sözcüğü kitaplardan çıkarılmış ve dilin kendisi de tamamen yasaklanmıştı.
Giderek güçle­nen Türkiye solu, devlet politikalarının önemli bir bölümüne yüksek sesle muhalefet etse de, Kürt meselesinde görece ses­siz kalıyordu. Mücadelelerini sol içinde sürdürebileceklerini umut eden Kürtler hayal kırıklığına uğruyorlardı, fakat gide­bilecekleri başka bir yer de yoktu.
"Türkiye demokrasisinin bir gizli yüzü vardı, sakat bir de­mokrasiydi,” diyor, Öcalan’la tanıştığında Hacettepe Üniversi­tesinde mühendislik okuyan Selahattin Çelik. “(Türkiye’deki idare tarzından) kurtulabilmek için yasal ya da demokratik yol­lari kullanamazdınız. Bu nedenle, zafere ulaşmanın tek yolunun silahlı mücadele olduğuna inanmıştık. Demokrasiyi hiç tecrübe etmemiştik ki demokrasi hakkında bir şeyler biliyor olalım."
Reklam
85 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.