Ölesiye çalışarak kazanma hırsı, başarı güdüsü ve sahip olma tutkusu, ekonomik etkinlikleri insan yaşamının ana hedefi ve amacı haline getirerek, insanın doğal yaşamdan ve ahlaki değerlerden uzaklaşmasına neden olur.
Kapitalizm günümüzde bir çok insan için bir ideal, ulaşılmaya değer bir yaşam biçimi haline gelmiştir –kendi kaderini belirleyeceğini zanneden bir çok insanın rüyasını gördüğü ve yoğun çalışma ve rekabet mücadelesinde gösterilecek beceriyle elde edilecek zenginlik ve başarının “american dream”-i-dir...
Birbirleri ile rekabet eden deniz güçleri olan İspanya, Portekiz, Hollanda ve İngiltere’nin, Afrika, Asya ve Amerika’da oluşturulan yeni dünya ticaret sisteminin geliştirildiği 16.Yüzyıl’da. Ticaret, deniz korsanlığı, deniz savaşları ve sömürge fetihleri iç içe gelişti. Modern Avrupa kapitalizminin gelişiminin başlangıcında, birbirleri ile rekabet eden Avrupalı teritoryal devletler tarafından taşınan, büyük ve rekabetçi ticaret ve sömürge imparatorlukları durur. Bu ilk ticaret ve sömürge
emperyalizminin, üretim biçimlerine etkisi vardır – mono kültüre, büyük stilde ve salt piyasaya, yani ihracata yönelik üretime geçiş bu tarihsel
bağlamda vuku bulur.....
Yani kapitalizm, gerek sermaye sahibi kapitalistlerin, gerekse de sermaye sahibi olamayan şanssızların boyun eğmek zorunda oldukları bir “sermaye egemenliği”, “hareket biçimleri egemenliği”, “hareket yasaları”, sermayeye mahsus mantık ve “rasyonellik” sistemidir.