Doğu-Batı (Çin-ABD) insanlarının çocuk yetiştirme tarzlarını eleştirmeye ve kendi çocuklarını bu ikisinin senteziniyle büyütmeye çalışan ama kitabın büyük bölümünü Çin çocuk yetiştirme felsefesi üzerine yoğunlaşan bir kitap.
Siz bir Çinli-Amerikan çocuğu, bir göçmen veya ebeveynlerinizin size maddi-manevi açıdan desteğini esirgemeyen bir aileye sahip değilseniz bu kitabı okumanızın pek de bir anlamı olacağını sanmıyorum. Çünkü kültür farkı, maddi farklar ve kişisel ideolojiler kadının çocuklarına uyguladığı birçok yöntemi işlevsiz hale getirecektir.
Kendi ülkenizde yaşayamayıp farklı bir ülkeye göç etmişseniz ve çocuklarınızın o ülkede yaşayan çocuklardan aşağı kalır yönünün olmadığını düşünüp çocuklarınızın geleceklerinin parlak olmasını istiyorsanız bu kitaptaki bazı yöntemleri uygulayabilirsiniz. Lakin her bireyin ve dönemin farklı olduğunu her uygulamanın herkeste aynı etkiyi yaratmayacağını ve en önemlisi zorba-kabaca-diktadör bir şekilde değil daha ılımlı, tutarlı ve yukarıda belirttiğim özellikleri göz önünde bulundurularak uygulanması gerekmektedir.
Çinli ebeveynler, çocuklarından mükemmel notlar beklerler, çünkü çocuklarının o notu alabileceğine inanırlar. Eğer çocuk en iyi notu almazsa Çinli ebeveyn bunun, çocuğun yeterince çalışmadığından kaynaklandığını düşünür. Bu yüzden standardın altındaki performansın çözümü daima suçlama, cezalandırma ve utandırma yolundan geçer. Çinli ebeveyn çocuğunun bu utancı yenecek kadar güçlü olduğunu ve bundan öğreneceğini düşünür.
"Asla şikâyet etmeyin ve bahane bulmayın. Eğer okulda herhangi bir şey size haksızlık olarak geliyorsa, iki misli çalışarak ve iki misli daha iyi olarak kendinizi haklı çıkarın"
Kaplanlar her zaman gergindir ve acele etmeyi severler. Özgüvenleri çok yüksektir hatta bazen fazla güvenirler kendilerine. Kendilerine itaat edilmesini severler ve tersini hiç sevmezler.
Çinli annelerin Batılı akranlarına göre şu iki artılarının olduğunu gördüm:
1) Çocukları için daha büyük hayalleri ve
2) Ne kadar gelişebileceklerine dair çocuklarına daha büyük inançları.
Bir anne ya da baba olarak çocuğunuza yapabileceğiniz en büyük kötülük onun vazgeçmesine izin vermektir. Konuya öbür tarafından bakınca da: Bir şeyi yapamayacağınızı zannedip de, sonunda yapmayı başarmak kadar özgüven artırıcı bir şey olamaz.
Çocuklar anne ve babalarını seçmiyorlar. Onlar doğmayı bile seçmiyorlar. Onları hayata getirmeyi seçen kişiler anne ve babalarına hiçbir borçları yok. Onların sorumluluğu kendi çocukları olacaktır.
Ben Franklin, "Hayatı seviyorsan, ASLA vakit harcama" demiş. Thomas Jefferson demiş ki, "Şansa çok inanırım ve daha fazla çalıştıkça, daha fazla şansım oluyor." Alexander Hamilton ise, "Ağlak olmayın," demiş.