Karadeniz Dalgaları

Firat Cewerî

Karadeniz Dalgaları Sözleri ve Alıntıları

Karadeniz Dalgaları sözleri ve alıntılarını, Karadeniz Dalgaları kitap alıntılarını, Karadeniz Dalgaları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnger Johansson'dan Bir Mektup, 24 Kasım 1994:
''Eminim ki senin söylediğin bütün sözler, herkesin yüreğine işledi. Bunun kanıtı da Amy Mimsa'dır. Amy'nin dediğine göre, görüş ve düşüncelerine verdiğin değerle onlara kattığın ciddiyet; dinleyicileri çok etkilemiş. Demem o ki konuşmanda gerçeği bu denli doğru dile getirmen -var olan normal gerçekler- konuşmandaki etkinin en büyük faktörüydü. Bunu daha önce bilenler için de yeni bir hatırlatmaydı. Gemimizdeki yolcular başta olmak üzere çok az kişi, bu gerçekleri bilmektedir. Ben, çoğu kimsenin bu gerçekleri bilmediğinden dolayı üzülüyorum. Ayrıca aydınların ve yazarların bu konuda insiyatif almamaları, yardımcı olmamaları da beni derinden üzmektedir. Çoğunluğun bilgilendirilip uyandırılması, düşünce özgürlüğüyle kültürel kimliğe saygı duymada iyi bir araçtır. * ''Sahip olduğun üzüntü içerisinde, şimdi olduğu gibi çalışmalarına devam etmelisin. Abhazyalı Ludmila Sagiraya'nın bana daha önce anlattığı şeyi, sen şimdi zihnimde canlandırdın. Abhazya'da Budistlerin istediği sistem budur. İnsanlar anlaşabilmek için kin ve nefretlerini barış için kurban etmelidir. Çoğu kişi için bu büyük bir kurbandır. Sadece bu şekilde açmazlar aşılabilir. Bunun farkına vardığımda anladım ki senin barış için söylediklerinle şiddete karşı söylediklerin aynıydı. Bu durumda insanın nasıl bir dil kullanması gerektiğini bana gösterdiğin için sana teşekkür ederim. Şunu da bilmelisin ki Abhazyalı Denis Chackhalia da kısa bir süre önce kardeşini kaybetti. Senin de kardeşini kaybetmen gibi. Bu ölümler, benim için bir semboldür.''
Sayfa 101Kitabı okudu
Fırat Cewerî - Arif Damar:
Fırat Cewerî: * ''- Sizce Türk aydınlar, Kürtlerin Kültürü, folkloru, dili ve edebiyatı üzerine yapılan baskıyı herhangi bir şekilde protesto ediyor mu.? Arif Damar: * - Eğer dikkat ettiysen Türkiye'de Kürt sorununu en fazla dile getiren kişi İsmail Beşikçi'dir, kendisi Türk'tür. Ben bugün Türkiye'de herhangi bir Türk aydın veya yazarın, Kürtlerin ezilmesinden yana olacağı kanaatinde değilim. Maalesef, kimi televizyon kanalları, gazete ve dergiler bu sorunu görmezden geliyor. Bunlar aydın diye ortalıkta geziniyor. Bunlar aydın falan değil. Kaldı ki Türkiye'de Kürt sorunu bir tabu olduğu zaman kimse cesaret edip de bunu dile getiremiyordu. Bu tabu, Özal zamanında kırıldı; fakat bu konuda kendisi de ne kadar ciddiydi bilinmez. Yani sen kalkıp da Kürtlerin köyünü yakıp Kürtleri göçe zorlayarak bu sorunu çözemezsin. Bilakis sorunu daha da büyütürsün. Ben siyasi çözümden yanayım. Kürt sorunu siyasi yollarla ve barış içerisinde yürütülecek bir atmosferde çözülmelidir.'' * ''..Türkiye'de Kürt olup da Türkçe yazan pek çok yazar var. Cemal Süreya, Ahmed Arif ve Yaşar Kemal aslen Kürt oldukları halde eserlerini Türkçe yazmışlar. Acaba Kürtçe yazmak onlara zor mu geliyordu, neden Kürtçe yazmadılar, bilemiyorum. Cemal Süreya'yı iyi tanırdım, Kürtçe bilmiyordu. Eğer Kürt yazarlar, Kürtçe yazsaydı; biz bugün Kürt kültürü, Kürt dili ve edebiyatı hakkında daha çok şey bilirdik.''
Reklam
Özkan Mert:
''Geminin kapısından içeriye gireceğimiz esnada Sezer Duru'yu gördüm. Elinde bir poşetle kapının önünde broşürler dağıtıyordu. Birini bana da verdi. Broşüre baktığımda, bunun bir turizm acentesinin reklamı olduğunu gördüm. Olduğum yerde şaşakaldım. Broşürü odama götürüp incelediğim zaman, bazı Türk yazarların düşünce yapısı ve mantalitesi karşısında hayretlere düştüm. Dünya neyin peşinde, onlar neyin peşinde.? Sistemini eleştirip protesto etmeleri gerekirken, fail-i meçhul şekilde öldürülen yazarların listesini dağıtmaları gerekirken, onlar kalkmış turizm broşürleri dağıtıyorlar. Kürt olan gazeteci ve yazarları bir kenara bıraktım, insan en azından Türk gazeteci ve yazarlar için başka bir bakış açısıyla sorunları değerlendirebilmelidir. Bu durumu oda arkadaşım Özkan Mert'le de tartıştım. O da bana hak verdi.''
Can Yücel:
''Kalacağım kamarayı Ordîxanê Celîl'e göstermek için aşağıya indik. Neredeyse bütün Türk yazarlar oradaydı. Sigara dumanından göz gözü görmüyordu. Ben de espri olsun diye: ''Köylerimizi yakmanız yetmiyormuş gibi şimdi de kamaramı mı yakacaksınız.?'' dedim. Hepimiz gülüştük ve oturmamız için bize yer verdiler. Can Yücel'le ilk defa burada karşılaştım. Uzun ve beyaz sakalı, sigaradan sararmış beyaz bıyıkları ve uzun saçlarıyla evrensel bir şair gibi duruyordu. Bir şeyler söyledi fakat ne dediğini anlayamadım. Dili zar zor dönebiliyordu. Elindeki votka kadehiyle dediğini anlayamadığımı tahmin etmiş olacak ki tekrar etti. Kürtlerin de bu gezide bulunması iyi olmuş, dedi. Kendisine Musa Anter'in anısı için yazmış olduğu bir şiiri Kürtçeye çevirip ''Nûdem''in dördüncü sayısında yayımladığımı söyledim. Kendisi buna çok sevindi. Ben de derginin o sayısını çantamdan çıkarıp o şiiri okudum. Musa Anter'in büyük bir insan olduğunu, Kürtlerin ve Türklerin kardeşliği için iyi bir sembol olduğunu söyledi. Sözlerine şöyle devam etti: ''İyi insanları etkisiz hale getirmek konusunda bizim üstümüze yok.''..''
Fırat Cewerî - Vedat Türkali Röportajı:
Fırat Cewerî: * - Romanınız bitince Türkiye'ye döneceğinizi söylüyorsunuz. Ayrıca önemli bir sorun olan Türkiye'deki Kürt sorununa dikkat çektiniz. Türkiye'ye döndüğünüz zaman bu soruna seyirci kalamayacağınıza göre Türkiye'de nasıl yaşamayı planlıyorsunuz.? * Vedat Türkali: * - Romanımı bitirip de Türkiye'ye döndüğümde, Türkiye'deki Kürt sorunu
Arka Kapak:
İsveç Yazarlar Birliği tarafından, 1994 yılında Karadeniz'e kıyısı olan ülkelere gemiyle bir gezi düzenlendi. Bu geziye otuz ülkeden, dört yüz yazar katıldı. Fırat Cewerî de, diğer iki Kürt yazar, Mehmed Uzun ve Ordîxanê Celîl'le beraber bu geziye katıldı. Dünyaca tanınmış pek çok yazarla beraber; Türkiye'den Orhan Pamuk, Can Yücel, Mario Levi, Vedat Türkali, Arif Damar, Bekir Yıldız ve birçok yazar daha bu geziye katıldı. Cewerî, dünya edebiyatı tarihinde özel bir yere sahip olan bu geziyi günü gününe kaleme aldı. Sahip olduğu roman tekniğini ve şiirsel üslubunu bu gezi yazısına katmış olan Cewerî; gezilen ülkelerin siyasi tarihiyle beraber kültürel zenginliklerini, geziye katılan yazarların görüş ve düşüncelerini, gezi esnasında yapılan sohbet ve tartışmalarla beraber dönemin siyasi atmosferini kaleme almıştır.
16 öğeden 11 ile 16 arasındakiler gösteriliyor.