ÖNSÖZ
Hem memleket kültürüne, hem de ma'şerî ruhiyata bir hizmette bulunmak gayesiyle, Türk folklorunun en şayanı dikkat mahsullerinden biri olan karagöz mevzuu üzerinde giriştiğimiz bu psiko-sosyolojik tetkik, bu vadide yapılan ilk deneme olduğu için, kusursuz olmak iddiasında değildir. Mevzuun zannedildiğinden pek fazla çetin ve çapraşık olması, mesaimizi yalnız mukayese ve tahlil çerçevesi içinde bırakmıyarak, bizi malzeme olarak kullanacağımız unsurları da derleyip toplamağa sevketmiştir. Bu suretle ruhiyatçı sıfatiyle işe başlamadan önce, folkolr usulleriyle, karaköz adını verdiğimiz bu halk an'anesinin tarihî tekâmülünü, içtimaî hadiselerle olan münasebetini belirtmek mecburiyeti hasıl olmuştur. Her ne kadar gerek yerli müdekkikler, gerek müsteşriklerin bazan lisanî ve tarihî bakımdan, bazanda sırf tecessüse şayan bir mevzu olarak ele aldıkları karagöze dair mevcut neşriyat, oldukça mühim bir yekûn tutarsa da, zamanımıza kadar yapılan araştırmalarda bu oyunların muhteva ve eda itibariyle bir içtimaî hiciv mahiyetinde bulunduğu ve tarihî, mukayesevî usul ile yapılacak tetkikler neticesinde halk ruhunun bazı vasıflarının meydana çıkarılabileceği hakkında en küçük bir işarete bile rasgelinmez. Fakat karagöz oyunlarının, bütün folklor mahsûlleri gibi ve hattâ diğerlerinden daha geniş nisbette, halk ruhunun davranışlarına mâkes olduğu, üstün körü bir tetkik sonunda bile beliren bir hakikattir. Şuhalde bu noktanın gözden kaçması, sadece, folklor araştırmalarının henüz malzeme toplama ve tasnif merhalesinde kalıp izahlarda bulunma devresine erişmediğine delâlet eder. Maamafih şunu da hemen kaydetmek lâzımdır ki, folklorun bu toplama ve tasnif merhalesinde dahi karagöz oyunları, henüz lâyık oldukları itina ile tetkik edilmiş değildir.
İşte bir yandan malzeme noksanına, bir yandan da böyle bir tahlil çığırının açılmamış olmasına rağmen giriştiğimiz bu tetkikin yegâne kıymeti, bu yolda yapılacak araştırmaların ilki olmak cür'etinden ibaret kalıyor.