Ve sonunda. Sonunda Karantina 1-i bitire bildim. Bu kitap, bu kitap var ya. Gerçekten insan bir kitapa kendini bu kadar mı kapdırır. Hala kendime şaşkınım. Evet, kabul ediyorum ki, çok duygusalım. Ama bu duygusallıktan öte bir şey. Uyuyorum aklım kitapta, kalkıyorum aklım yine kitapta, geziniyorum yine yine aklım kitapta. Bir türlü kitaptan ayrılamıyorum. Beyza Alkoç bu kitapı öyle bir sihirle yazmış ki kitapta yaşananları sanki ben yaşıyorum gibi geliyor. Öyle güzel ve net ifade etmiş ki duygularını. Kitap hakkında uzun uzun konuşmak isterdim ama konuşamıyorum. Çünkü aklım hala "Mahşerin Dört Atlısında". Biliyorum, "Karantina"yı bitirdiğimde çok kötü olucam, bir kaç gün her uyuduğumda ağlayıp uyuyucam. Bir kaç hafta kendimi bir boşluktayım gibi hiss edicem. Ama yine de çok mutlu olucam. Kendimi bu kitapı okumuşum diye çok mutlu hiss edicem. Çünki bu kitap bana çok şey öğretti. Bu kitap bana "dostluğu" , "sevgiyi" öyretti...