Yirminci Yüzyıl Dünyamız’ın göbeği ortasına bir “DEMİR PERDE” indi. Perdenin doğusunda bir buçuk milyar insan (Sosyalizm kurmuş) MARKS adını tutuyor; perdenin batısında yarım milyar insan (Kapitalizm altında) hem MARKS adına çatıyor, hem MARKS adına tapıyor; ikisi ortası bir milyar (tarafsız) insan da MARKS adını alayım mı, atayım mı, diye ikircilik geçiriyor.
Kimdir bu dünyayı kaplamış MARKS ki, dostu düşmanı, ilgilisi ilgisizi, geceli gündüzlü, yatıp kalkıp, iyiliğine kötülüğüne hep onunla uğraşır?
Marks: Sosyal sınıflar arasındaki uçurum büyüyor, demiş.
Adamın bu sözüne hiç inanmayanlar, o uçurumu “SOSYAL ADALET”le doldurmak çabasında herkesten aşırı kan teri döküyorlar.
Marks: Ekonomi temelinin plansızlığı yüzünden her ekonomik buhranı bir sürü politik buhran kovalıyor, demiş.
Adamın bu sözünü en büyük “yalan” sayanlar: “EKONOMİK PLAN”ın başı üstüne yemin etmekte birbirleriyle en çok yarışıyorlar.