Beni fazlasıyla etkileyen kitaplardan biri olan Katip Bartleby’ı sevdiğim ve sağduyusuna güvendiğim bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine okuma listeme almıştım . İyi ki almışım diyorum ve iyi ki okumuşum bu kitabı çünkü beni sarsmaktan öte bende Kafka’nın dediği gibi “içimizdeki donmuş değerleri parçalayacak bir balta”etkisi yarattı bu da onun nitelikli bir kitap olmasının en önemli ölçütüdür benim nezdimde.
Kitabın anlatıcısı olan avukat ilk başta neden Bartleby’ın hayatından bahsetmek istediğini, kendisini ve çalışanlarını anlatıyor. Sonra da çok ilginç bulduğu Bartleby’ı avukatın gözünden tanıyoruz. Fakat bunu yaparken aynı zamanda kendini de anlatmış oluyor aslında, kurgu ikisi arasında örülüyor. Tadına doyulmayacak kadar “az ve öz” türden yoğunluğa sahip bir kitap. Unutulmaması gereken söz ise “Yapmamayı tercih ederim.” (Bu cümleyi ilk okuduğumda o kadar çok sevindim ki, işte tercih etmemeyi tercih eden bir kahraman dedim kendi kendime) Bir şeyi yapmamayı tercih edip etmeme meselesine değinerek kitaptaki yalnızlık, varoluş, pasif direniş, özgürlük, tercih ve varsayım, sistem, rahatsız etmek ve olmak gibi kavramlarla da karşılaşıyoruz.Kitap bütün bunların yanında bir edebi şaheserdir. Kitabın içeriği hakkında çok fazla bilgi vermeden avukatın son sözüyle bitirmek istiyorum.
“Ah Bartleby! Ah insanlık!”