Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kavga Yazıları

Peyami Safa

Kavga Yazıları Gönderileri

Kavga Yazıları kitaplarını, Kavga Yazıları sözleri ve alıntılarını, Kavga Yazıları yazarlarını, Kavga Yazıları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allaha inanmak değil, inanmamak insanın boyunu aşar.
Reklam
Hiçbir cümlesinde, bu delillerden hiçbirini reddeden mukabil bir delil yoktur. Yalnız, romantik bir feryat: "Yazık olacak!"
İşte en gerçek müsavat (eşitlik): Herkese layık olduğu kadarını vermek.
Kitabını bir yerde unutmuş gibi ruhunu kaybedip arayan milletler vardır. Biri de biz. ...Bulur gibi oluyor yine kaybediyoruz.
70! sene olmuş zihniyet aynı
Cumhuriyet Halk Partisi Kurultayı, programda bir tâdil yapmak niyetinde ise, bu işle meşgul olacak komisyonda ilmî zihniyetin hâkim olmasını sağlamağa çalışmalıdır. Partiyi temsil eden gazeteler ve müfrit ve şüpheli solcu propagandalarla yüzde sekseni Müslüman ve milliyetçi Türk milletini inciten yazar ve yazılardan kurtulmalıdır. Ancak o zaman, biz de, Cumhuriyet Halk Partisinin gerçek manasıyla laik mi, yoksa din düşmanı mı olduğunu anlayabiliriz. 16.05.1956
Reklam
"Bir Allahsıza Cevap!"
Allah fikri öyle bir güneştir ki onsuz her izah karanlıkta kalır. Allahsız filozoflar bile hedefini şaşırmayan karanlık bir tabiat şuuruna inanmışlardır. Arada bir kelime ve derece farkından başka bir şey kalmaz. Mahiyet aynıdır. Ben Allaha öteki dünya düşüncesinden en uzak olduğum çocukluk çağımda inanmaya başladım. ... Benim imanım şüpheye karşı adım adım kazanılmış bir dikkat, inceleme, tenkid ve bilgi zaferidir. Allah, kendisini kabul ettirmek için insana yeter derecede bilgi imkanı vermiştir. Fakat gizli bir varlığın (hele Allah’ın) yokluğunu isbat etmek için her şeyi bilmek lazımdır. Hiç kimse bu külli bilgiye sahip olduğunu iddia edemez. Allaha inanmak değil, inanmamak insanın boyunu aşar. Unutma ki insanlar arasında Allah’a inanan dehalar ve büyük zekâlar pek çoktur, eşekler arasında hiç yoktur! 22 Eylül 1958 Milliyet
Başka milletlerin partilerinde de sağ, sol grupları vardır. Fakat aralarındaki anlayış farkı prensip değil, derece farkıdır. Bizde, yalnız Cumhuriyet Halk Partisine inhisar etmeyen bu prensip hizipleşmeleri, parti programlarının ilmî vuzuhsuz ve kaypak program maddeleri, partilerin idareci züm-resi arasmda ilmî otoritelerin bulunmamasından ötürü, yarı münevver ve politikacı kafasiyle hazırlanmıştır...
134 syf.
·
Puan vermedi
Peyami Safa: Hamiyetin mütecessis zekâsı
Eser Peyami Safa'nın polemik yaşadığı kimselerle, kurumlarla arasında geçmiş ateşli yazıları muhteva ediyor. Öfkesini bu denli net olarak kaleme yansıtabilen nâdirdir çünkü öfke genelde akla perde çeker. Peyami Safa cehennemî bir üslupla karşısındakileri yakıp kavurmuş. Kimler ondan nasibini almamış ki? Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Hüseyin Cahid Yalçın, Serteller hatta bir de ona çatmak talihsizliğini gösteren Manchester gazetesi var ki o dahi onun alevinden nasiplenmiş. Aziz Nesin hakkındaki öngörüsü beni bir kere daha Peyamiye hayran bıraktı. Madımakı Peyami görmedi fakat görmüş olsaydı ben demiştim demekten kendini alamazdı muhtemelen. Peyami Safa'yı erken kaybetmiş olmak, ondan daha fazla yararlanamamış olmak çok üzücü. Onun bütün yazılarını tozlu mecmuaların arasından kurtarmak gerekiyor. Merhum Nevzat Kösoğlu bunun bir kısmını başardı, şimdi sıra bizde.
Kavga Yazıları
Kavga YazılarıPeyami Safa · Boğaziçi Yayınları · 199727 okunma
SÜRÜ ADAMI Bir adam vardır ki, hiçbir düşüncesinde, hiçbir hareketinde "kendi kendisi" olamaz. Ne düşünse, ne yapsa, ne söylese kendini değil, men­sup olduğu sosyeteyi, ırkı, muhiti ve dışarıdan aldığı telkinleri dile getirir. Kendiliğinden hiçbir şey bulmamıştır. Başka birinin sisteminden aldığı fi­kirleri ve akideleri o sistemin sahibinden daha softaca müdafaa eder. İra­desi de böyle dışarıdan gelme, yanaşma, iğreti bir hareket mihrakıdır. Bil­mez ki, asıl kendi kendisi, kendi içi, sonsuz imkânların, keşfedemediği için körleşen ve tıkanan istidatların tükenmez hazinesidir. Örneğini ken­dinde değil, hep dışarıda aradığı bir muayyen bir fikre, bir akideye başka­sının kurduğu sisteme bağlanır, kalır. Artık ölünceye kadar hiçbir hayatın her şeyi her gün değiştiği hâlde o, sakallı feylesofundan yahut iktisatçı şeyhinden bellediği hiç değişmeyen bir kaç âyet içinde kalmaya mahkûm, ilerlediğini sanarak yerinde sayacaktır. İçinde hep sürü insiyaktan teptiği için, şahsiyetten mahrum, insana en uzak insandır bu. Bir ferttir, fakat şahıs değildir, çünkü onu teşhis için kendisine bakmaya hiç lüzum kalmaksızın, çömezi olduğu ideolojinin, içinde uyuştuğu telkin âleminin firmasını bilmek, onu iptonize eden sakal­lının adını öğrenmek yetişir. Bu sürü adamlarının yüz bin tanesi bir tek şahsa muadil değildir. Nüfusunu gerçekten artırmak isteyen bir memleket, bunların sayısını azaltmakla işe başlamalı ve fertlerden değil, şahıslardan mürekkep bir sosyete kurmanın yoluna bakmalıdır. Tan, 23 Haziran 1935
Reklam
Bir milletin nüfusça azlığı büyük emperyalist emeller beslemesine mâni değildir. Bu emperyalizmin adını bizzat Yunanlılar koymuşlardır: Megalo- idea. Bu emperyalizmin ihtiras sahası bugün Türk topraklarının büyük bir kısmını teşkil eden bütün Bizans topraklarıdır.
Andre Gide'in fiziki ölümü 1951 yılının herhangi bir şubat gününe rastladı. Onun mânevi ölümü daha da öncedir...
Dikkat ediyor musunuz? Taktik Sertellerde de aynı idi "Millî" dediniz mi, hemen nazi olurdunuz. Tan-Vatan cephesini birleştiren çizgi "millî" düşmanlığıydı.
Ahmet Emin Yalman
Erzurum ve Sivas Kongreleri, 21 Haziran tarihli tamimde "milletin istiklâlini yi-ne milletin azim ve kararı kurtaracaktır" kararını bütün memlekete yaydığı zaman, Ahmet Emin millî iradeye isyan bayraklarını açıyor ve Ali Kemal'le bir ağızdan, Türk milletinin istiklâle lâyık ve muktedir olmadığını cıyak cıyak haykırıyor. Bu milliyet ve istiklâl düşmanına göre Türk milleti yabancı bir devletin mürşitliğine muhtaçtır. İstiklâli muhafaza gayreti dış politikada Gi-rit zihniyetini devam ettirmekten başka bir şey değildir. İstiklâl taraftarları, aynen onun cümleleri ile "izzeti nefis ve haysiyet meselelerini İttihatçı gözile gören ve pire için yorganı yakmakta hiç mahzur görmeyen komiteci ruhlu milliyet perverlerdir." Diyordu.
Herkes Hüseyin Cahide ateş püskürüyor. Üç gündür Tanin başmuharririnin adı, kime rastgeldimse onun ağzında fena sıfatlarm mevsufudur. ... Hüseyin Cahidin kendisini bir tarafa bırakacağım. Ammenin ruhundaki mânasile Hüseyin Cahid, bu memlekette bir adamın değil, bir zümrenin adıdır. Bu zümrenin içinde bir değil, on değil, pek çok Hüseyin Cahid vardır. Türkiye'de ilk gazete çıktığı tarihten beri. kalemü ile âmmenin vicdanına istikamet verenler arasında, hırsızları, lüpçüleri, jurnalcuları, kancıkları, dalkavukları, yalancıları hep bu zümre içine alır. Felâket, Türk'ün başma bütün belâları üşüştüren bu zümrenin, mensuplarını nesilden nesle devrederek hâlâ yaşamasındadır. Sarıkamışta yüz bin Türk çocuğu bir strateji kumarını ödemek için harcanırken, Beyoğlunda, büyük kulüpte poker oymyan zümre budur, Kafkas'ta açlıktan pabucunu yiyen Mehmetçik haykıra haykıra ölürken, Suriye'de, Cemal Paşa karargâhında şampanyasını içip göbek atan zümre budur, dün Hügne'nin dostu ve Türkiye'de Alman nüfuzunu demirleştiren Bağdad hattının müdâfîi, ertesi gün Fransız sermayesinin mümessili Metr Salem'in dostu ve Osmanlı Bankasının müdâfîi zümre budur, dün demokrasilere senelerce -evet, senelerce!- küfreden, fakat bugün tam zıddı fikirleri misli görülmemiş bir hayâsızlıkla benimsiyen zümre budur, harb isteyen zümre budur, çapul istiyen zümre budur gözleri Türk kanına, kesesi Türk servetine doyamıyan zümre budur! Hüseyin Cahid ne kelime! Sittin senedir bu memleketin iliğini emen ve bütün felâketlerimizden mes'ul sürü sürü Hüseyin Cahid'ler vardır.
73 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.