“Ne mi görüyorum?” diye tekrarladı büyücü hafifçe. Büyük bir acı ve hüzün vardı sesinde, alışık olduğu iğneleyici ton değil. “Her şeyi etkilediği haliyle zamanı görüyorum. İnsan teni önümde büzüşerek, ölüyor. Çiçekler, solmak için açıyor. Ağaçlar bir daha edinemeyecekleri yeşil yapraklarını döküyorlar. Benim gözümde hep kış var, hep gece var.”