Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Açıklamalı Tercüme

Kitabü't- Tevhid

Ebu Mansur El Matüridi

Kitabü't- Tevhid Gönderileri

Kitabü't- Tevhid kitaplarını, Kitabü't- Tevhid sözleri ve alıntılarını, Kitabü't- Tevhid yazarlarını, Kitabü't- Tevhid yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kesp açısından ve hakikat manasında kullara ait bulunan ihtiyarî fiil aynı zamanda yaratmak(halk) açısından ve hakikat mânâsında Allah’a da ait bulunmaktadır.
Sayfa 444
Bazan fiiller hakikat manasında kendisine ait olmasa da sebeplerine sahip bulunana nispet edilir.
Sayfa 441
Reklam
Îsimlendirme
Sözü edilen şey O’nun rahmeti sayedinde vücut bulduğundan kendisi bununla isimlendirilmiştir. *Sayının artıp çoğalması rahmet sıfatının kendisine değil eserine racidir. Yine bunun gibi isimlerin birden fazla oluşundan doğan farklılaşma isimlerin kendilerine değil isimlendirmeye rücu eder.
Sayfa 159
ilk, küllün, ikinci ise cüzün cevheridir. Ayrica kullün cevheri cüzün cevheri sayesinde bilinebilmistir, zira küllün cevheri ki-sinin duyu ile ulasabilecegi türden degildir.
Sayfa 157
Allah Teala'nin kendi kelamini, kelami olmayan bir seyle bize duyurmasi mümkündür, her birimizin kendi kelamini tıpatip aynisi olmasa bile baskasina duyurmasi ve Cenab-1 Hakk'in kendi kudretini, ilmini, yaratiklara olan rubabiyyetini tıpatıp aynisi olmasa bile bize bildirmesi gibi.
Sayfa 149
Cenab-ı Hakk’ın, başkasında mevcut bulunan (kelam gibi) bir sıfatla isimlendirilmesi câiz olsaydı zatı dışındaki nesnelerde oluşan her bir kavramla da isimlendirilmesi gerekli hale gelirdi.
Sayfa 143
Reklam
Şayet O, bizzat olmayarak hâlik, rahman ve mütekellim olsaydı bunlarla vasıflanmaması da imkan dahiline girerdi.
Sayfa 142
Halk arasında Allah'a nispet edilen kelam O'nun sıfatı olan kelamın tanınmasına vesile olması ilgisiyle mecazdan ibarettir.
Sayfa 141 - İSAM
Fikri tartışma (münazara) aslında bir şeyin ya zihnî veya hâricî varlığı üzerinde yürütülür, bu kişi ise bunların hiçbirini kabul etmediği gibi yokluklarını da kabul etmez.
Sayfa 58 - isam
Bizlere göre, ilahi kudretin diğer bir sıfatına taalluk etmesi hakikatte mümkün olmayıp ancak o sıfatın konusunu teşkil eden (taalluk edeceği) şeyi murat etmesi kabilinden mecaz yoluyla olabilir.
Sayfa 138
Reklam
..insanın ülfet edip sempati duyduğu kişilere özenmesidir. Böylesi delilleri incelemeyi ve akıl yürütmeyi bırakıp nefsinin arzularına yönelir. O bunu yaparken taklit ettiği insanlara güvenir, onların arkadaşlığına ve kendileri vasıtasıyla ulaşacağı nefsâni arzulara heves eder, görüşlerinin isabetliliğine ve kendilerini gerçeğe ulaştıracağına ümit bağlar veya özendiği kişilerin lutufkarlığını hesaba katar; ayrıca bunların dışındaki mutluluk faktörleri... Nihayet özenti böylelerini nefsin doyumsuzluğuna ve kötü alışkanlıklarını normal telakki etme durumuna sürükler.
Sayfa 194
Mutezile sıfatlar görüşü
Kâ’bî’nin konu ile ilgili sözlerinden biri de şudur: “Hakikatte Allahın sıfatı yoktur, sadece O’nu vasıflandıran nitelemesi veya O’na isim nispet edenin adlandırması vardır.”
Sayfa 135
Yaratıklar bazen fesat, şer, çirkinlik ve kötülükle nitelendirilir. Bunlar (tekvinin aracılığı olmaksızın) doğrudan Allah’ın fiili olsaydı bütün bunlarla nitelendirilmiş ve isimlendirilmiş olacak ve “bozguncu, şerir, çirkin fiilli, kötü davranışlı” denilecekti. Zat-ı ilahiyyeyi bunlarla niteleyip isimlendirmek küfür olduğuna göre bu kavramlarla isimlendirilip vasıflandırılanın zat olmadığı anlaşıldı.
Sayfa 129
Akıl da Allah’ın bazı sıfatlarla nitelediğine kesinlikle hükmeder. Çünkü Allah Teâlâ’nın, cevherleri ve arazlarıyla birlikte farklı özelliklere sahip bulunan nesneleri yarattığı sabit olunca, fiilin tab’an değil irade ile vuku bulduğu kanıtlanmış olur
Sayfa 125
137 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.