Hi everyone başlangıcı yapmak istiyorum bağıra çağıra, gereksiz yere. Bu sefer değişik tarzda bir kitap okudum, Malcolm Gladwell’e ait The Tipping Point kitabı. Daha çok sosyoloji diyebileceğim alanlarda araştırma ve inceleme yazıları yazan bir yazar. Birçok üniversite hocasının ve hatrı sayılır insanların okunması gereken kitaplardan bahsederken bir kitabından bahsettiği yazar. Bir de benim yeni tanıştığım okurken çokça doğru noktaya parmak, işini hakkıyla yapmak, ne yapıyorsan en iyisini yap diyerek okuduğum ve çokça beğendiğim yazar.
Kendimden bahsetmişken bu kitap ile bir ‘okul arkadaşım’ vasıtasıyla karşılaştım. Kendisiyle yaşadığım bir olaydan sonra kitabı parçalamak etrafa saçmak istedim, mantıklı bir insan olduğum için yapmadım böyle bir şey. Bugün dersten çıkıp tertemiz iade ettim kitabı. Bir kere daha farkettim ki, ben kütüphane çocuğuyum. Kaba tabir ile sahipsiz kitapları seviyorum. Bir de adıma imzalı kitaplarım var :)
Biz kitabımıza geri dönelim: harika bir kitaptı, okumalısınız okumaktan çok özümlesemelisiniz. Gençler hakkında, popüler kültür hakkında bahsettiği konular, reklamcılık ve pazarlama dünyasındaki olaylardan bahsetmesi harikaydı; iç dünyasından haberdar olmak tam benlikti. Çevremizde olan birçok olayın, kabul gören moda siyasi düşünce anlayışlarının nasıl daha etkili olduğundan veya fikirlerimizi daha etkili kılmak adına neler yapabileceğimizi anlatan öğretmen değerinden bir kitap. Anadilinde okumak istediğim, diğer kitaplarına merak saldığım bie yazar oldu Gladwell. Ne kadar kızsam da sevgili ‘okul arkadaşım’ sana teşekkürü borç bilirim. İngilizce başladık ingilizce bitirelim take care everyone!