Kızıl Çocuğa Mektuplar sözleri ve alıntılarını, Kızıl Çocuğa Mektuplar kitap alıntılarını, Kızıl Çocuğa Mektuplar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsafın varsa kabul edersin ki burjuva refahı gökten inmiş değildir. Onun vücuda gelmesinde elbette ki yekuna liyakat olan çeşitli kabiliyetlerin payı vardır. O halde, biraz evvel, Liyakatin refah eseri olduğunu ben nasıl kabul ettimse, şimdi sen de refahın liyakat eseri olduğunu teslim edeceksin.
Fakat bununla iş bitmez. Sebeplik vetiresinin sonu yoktur. Sen de bana haklı olarak liyakatin neden bir cemiyete mensup bütün fertlere eşit ölçülerle bölünmemiş olduğunu soracaksın. Eğer senin faraziyene göre burjuva sınıfı bir liyakat sınıfı ise o bu imtiyazı ele geçirmiştir? Burada, her tarihi vakıayı istihsal şartlariyle izah eden Marx'ın anlayışındaki hata ile temas halindeyiz. Görüyoruz ki refahı vücude getiren iktisadi şartlar birer sebep olmadan evvel neticedirler ve görüyoruz ki, bu neticelerin amili olan liyakat, artık iktisadi şartları aşan daha derin sebeplere bağlanmaktadır. Çünkü sebeplerin de sebebi vardır.
Sen liyakatle kazanç arasında müsavat aradığın zaman, yalnız bugün için haklısın. Çünkü layık olana hakkını veremeyen bir müsavat adalete zıttı. Allah vergisi değil, yüksek bir refah seviyesinin mahdut insanlara inhisar ettirdiği bir ruh hazinesidir. Maddi servet gibi babadan oğula intikal eden manevi bir servettir. Ben mahdut ellerde sermaye birikmesi gibi mahdut zekalarda kabiliyet birikmesiyle neticelenen gelişme şartları arasındaki müsavatsızlığın ortadan kaldırılmasını istiyorum.
Diriler hakkında olduğu gibi ölüler hakkında da tarafsız olmağa çalışmak, fikir iffetinin şaşmaz prensiplerinden biridir. Kelin ölüsüne sırma saç. körün ölüsüne de iğreti göz takan sahtekarlardan değilim.
... şunu da biliyorum ki, sen, kendine değil, kendin gibilerin teşkil ettiği dünya ekseriyetinin, içinde çabaladığı sefil
varlık şartına isyan ettiğin için Marksist'sin. Bu öfkeni bütün şefkatimle kucaklarım.
Söyle bana! Konuşalım. Ne istiyorsun?
ictimai adalet.
Ben de bunu istiyorum.
Ve ilim halinde yazılı hedefler: İnsanın insanı sömürmemesini, imtiyazlı burjuva sınıfının, emrinde çalıştığı yığının alın terini gözyaşına çeviren alçakça istismar sisteminin yıkılmasını istiyorsun.
Ben de bunu istiyorum.
Siyasi hürriyetten evvel iktisadi müsavat. Ben de bunu istiyorum.
Fakat nasıl müsavat? Evvela bunu konuşalım.
Tekamül arttıkça iş bölümü, iş bölümü arttıkça fertler arasındaki inhisas, liyakat ve kabiliyet farkları çağalmakta ve
bu farklar çoğaldıkça müsavat azalmaktadır.
Tekrar edeyim:
Türkiye'de gerçek manasıyla Marxist yoktur. Bilgi ve idrak seviyelerr bu nazariyeyi ve ona karşı yüz senedenberi yapılan ilim ve felsefe tenkidlerini anlamaktan çok uzak ve bilerek bilmeyerek Sovyet emperyalizminin emellerine hizmet eden ajanlar ve bunları gazetelerinde, dergilerinde, kültür müesseselerinde koruyan gafiller vardır. ikinciler birincilerin tesiri altında, aynı telkin ve tahrik şebekesi içinde çalışıyorlar. Mâhutlar gazetelere, dergilere, radyolara, devlet hizmetlerine sokulmuşlardır. Yayınevleri kurmuşlardır. Seri halinde kitaplar veya mecmualar cıkarmışlar, Kültür, edebiyat ve plastik san'atlar maskesi altında halkın ve gençliğin iliklerine zehirlerini akıtırlar.