Klasik bir aşk, köylü, soylu ilişki üçlemesi. Klasik diyorum bugüne kadar okuduğum(ya da benim denk geldiklerim) dünya edebiyatı klasiklerinde hep bu konular işleniyor. Kilise, kilisenin yol açtığı ikilemler, köylü ve soylu arasındaki sınıf çatışması. Din düşüncesinin karşı konulmaz bir biçimde iki yüzlülüğe ve para kazanma tutkusuna bağlanması işlenmiş romanda. Ben bunu Dostoyevski’de de, Turgenyev’de de gördüm. Herhalde o dönemlerin (şimdilere bu zengin kız fakir oğlan ya da umutsuz bir aşk) zengin ve bol içerikli konularını oluşturuyordu şimdilerde olduğu gibi. Hasan Ali Yücel çevirileri güzel oluyor, akıcı ve anlamlı. Kitap bana ağır geldi. Bir kaç sayfayı 2-3 kere okuduğum oldu. Kitap 630 sayfa(isme bakıp aldanmayın diye söylüyorum kahvenin yanında instagram fotosuyla sırıtır alacaksanız okumak için alın) beynim biraz yandı. Bu karantina gününde vakit geçirmelik başka kitaplar bulunabilir.