"Çok sevdiğin ama geri döndüremeyeceğin kişiler, her hatırladığında seni tekrar tekrar terk eder."
Kısaca konusuyla başlamak istiyorum:
Kruzet Sonat ilk olarak 1889 yılında yayımlanmış ve yayımlandığı dönemde sansüre uğramasına rağmen okuyucular tarafından büyük bir merak uyandırmışsa da tartışmalara da neden olmuş bir kitap.
Kitap bir cinayetin anatomisi diyebilirim. Eşinden şüphelenen Pozdnişev'in, kıskançlık yüzünden işlediği bir cinayeti kendi ağzından anlatıyor. Cinayete götüren olayları, kıskançlık duygusunda yaşadığı çelişkileri, iç dünyasında yaşadıklarını, hissettiklerini ve bir öfke, kıskançlık krizi anında eşini öldürmesini anlatıyor.
Benim yorumumsa akıcı dili ve anlatımıyla olayları analiz edişi Tolstoy'un ustalığını gösteriyor. Günümüz koşullarında asla kabul edilemeyecek kadar ağır bir ahlakçılık, dincilik, kadın düşmanlığından geçilmeyen bu eser, feminizme antitez gibi. Öyle bir kitap ki ya nefret ediyorsunuz ve kitaba lanetler yağdırıyorsunuz, ya da beğenip yere göğe sığdıramıyorsunuz. Bir ortası yok!
Eserde sıradışı fikirleri olan Pozdnişev tarafından kadın-erkek ilişkisi yorumlanmakta; toplumdaki ahlak anlayışının değişmesi ile yaşanan sancılar gözler önüne serilmekte.
Ayrıca Beethoven'ın Kreutzer Sonat'ını dinlemenizi de öneririm. Beste ve kitap arasındaki olağanüstü uyumu fark edeceksiniz.
Siz daha önce Kreutzer Sonat kitabını okudunuz mu?
