Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Küçük Kemancı

Eleanor H. Porter

Küçük Kemancı Gönderileri

Küçük Kemancı kitaplarını, Küçük Kemancı sözleri ve alıntılarını, Küçük Kemancı yazarlarını, Küçük Kemancı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mutluydum. Ne var ki mutluluğum eve girince uçup gitti. Evin içi, çok duygulu bir kadının elleriyle düzenlenmişti. Çok temiz­di. Çok zevkli döşenmişti. Öğrendim ki evin hanımı bir salgın hastalıkta ölmüş. Yalnız hanım mı? İki de çocuğu ölmüştü. Peş pe­şe gelen bu ölümler, evin beyini, yani ko­ camın arkadaşını çılgına çevirmişti. Onu gördüğümde çok şaşırmış ve korkmuştum. Bir erkek, ancak bu kadar perişan olabilir­di.
Biraz sonra arabacı göründü. Riko: “Bana gösterdiğiniz ilgiye, dostluğa çok teşekkür ederim.” dedi. “Bu iyiliğinizi hiç unutmayacağım."
Reklam
Arabacı her şeyi öğrenmişti. En so­nunda: “Haydi bakalım küçük kemancı, bize bir şeyler çal da içimiz açılsın.” dedi. Riko özenle kemanını çıkardı. Çalmaya başladı: “Dostlarım bakın orada, uzaklarda, Leylakların arasına saklanmış Küçük bir köy görünüyor...”
“Beni iyi dinle kızım. Yaşamın en kötü yanı ümitsizliktir. Tanrıdan ümit kesilmez. Riko bu işin içinden sıyrılmasını bilir. Ne var ki, hiçbir çocuk büyüklerine haber ver­meden böyle işlere kalkmamalıdır.”
Büyükanne onun durumunu anladı. Bir gün İvet’i odasına çağırdı: “Onu ne kadar sevdiğini biliyorum.” de­di. “Unutamıyorsun. Onun kayboluşunda senin hiç suçun yok.”
“Bak Riko, güneş ne kadar güzel. Göl pırıl pırıl. Yeryüzünde bundan güzel göl var mı acaba?” “Bu göl gerçekten güzel!.. Ama benim kafamın içindeki göl daha güzel.” Riko’nun gözleri uzaklara daldı. “Hayalimdeki gölün çevresi mor dağlar­ la çevrili. Çamlar daha yeşil gökyüzü ve göl erimiş altın gibi parlak. Gölün kıyısında kocaman kırmızı çiçekler açmış. Her yanı sıcak ve kuru. Deli bir rüzgâr esmiyor. Hiç üşümüyor insan. İstediğin yere oturabilir­sin. İşte benim hatırladığım göl.”
Reklam
İvet’in çok iyi yürekli bir anneannesi vardı. Birlikte aynı evde kalıyorlardı. Anne­ annesi, İvet’in bu kadar küçük yaşta bunca işi tek başına yapmasına çok üzülüyordu. Ara sıra yanına çağırır ve ona ya para ya da küçük bir oyuncak verirdi.
İvet, dokuz yaşında olmasına rağmen evin tüm işlerin sorumluluğunu yüklenmiş­ti. Zaten ailenin en büyük kızı oydu. En kü­çüğü kundakta yedi kardeşi vardı. Her şe­ye o koştururdu. Ama yine de şikâyet et­meden çalışmayı sürdürürdü.
Bazen babasıyla dolaşmaya çıkarlardı. Bu zamanlarda hemen hemen hiç konuş­mazlardı. Ama babasının söylediği İtalyan şarkılarıyla mutluluklarını etrafa yayarlardı. Babasını dinlerken hiçbir şeyin farkına va­ramazdı.
Sabahları işe giderken adamın yanında küçük bir çocuk olurdu. Bu oğluydu. Her sabah babasını yolcu etmek için kapıya çı­ kar, sonra da arkasından uzun uzun bakar­dı. Babasına çok benziyordu ve ona hay­randı.
Reklam
Sils-Maria köyü küçük, tarlalar arasın­ da kalmış sevimli bir köydü. Köyün sonla­rına doğru köyden kopmuş, bağımsız iki ev vardı. Bu evlerden birinde sebze bahçesi, diğerinde ise ahır vardı. Sebze bahçesi olan ev daha yeniydi ve hemen göze çar­pıyordu. Diğer ev ise daha eski görünüm­lüydü.
'' İvet, sen yanımda olmasaydın burda bir dakika durmazdım'' dedi,''Ömrüm boyunca bir aileye, sıcak bir yuvaya asla sahip olamayacağım. Kaderim bu benim. Hayatım hanlarda içki masaları sarhoş naraları arasında keman çalmakla geçecek.''
"Kim bilir belki uzaklarda, hem de çok uzaklarda seçebileceğimiz başka yerler de olabilir."
316 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.