Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi

Ebubekir Subaşı

Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi Gönderileri

Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi kitaplarını, Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi sözleri ve alıntılarını, Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi yazarlarını, Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu ağaçların yeşil gölgelerine dökülen serin sular, çıkardıkları seslerle acaba nerelerden ve nelerden haber vermektedirler? İşte bu da bir başka muammadır...
Bu koca dünya; bütün şaşırtıcı işlerin sanki bir saatin ayarıyla dönmediği, olayların her zaman fizikle tarif edilemeyeceği bir garip handır.
Reklam
...Zaten çok gariptir şu Mısır ülkesinin taşları; kim bilir kaç bin seneden beri piramitleri teşkil eden taşlar da, kendileri hakkındaki bilinmezliği insanlığın yüzüne haykırır dururlar; ama ne kelimelerini duyan olur ne de duyduklarına bir mana veren ! Belki de felek bir nice bin yıllara şahit olmuş bu taşları, sırları ortaya saçarlar diye onları kıskanarak dillerini lâl etmiştir.
389 syf.
·
Puan vermedi
·
40 günde okudu
En uzun sürede okuduğum kitap oldu sanırım. Kitabı yarıda bırakmayı sevmiyorum ama o kadar sıkılmıştım ki zorlayarak da olsa ancak ortalarına geldiğimde yarım bıraktım. Bir zaman sonra yeniden elime aldığımda ne hikmetse akıcı bir halde devam etti. Kitabın diliyle mi benim ruh halim ile mi alakalı bilmiyorum :) Giriş ve sonuç arasında kopukluk var. Şöyle ki; akşam evine gelen baba, televizyon kanallarını her değiştirdiğinde karşısına çıkan haber veya programlar dolayısıyla çok sıkılıyor. Her yerde kan, ölüm, zulüm... Elbette bu acı hadiselerin baş kenti Filistin... Bunun üzerine canı sıkılıp odasına geçen babaya oğlu bazı sorular soruyor. Bu soruların cevabı için bir kitap verip oğlundan okumasını istiyor. Fakat romanın sonuna geldiğinizde bu bağlantının yeniden kurulmasını beklerken ne oğul var ortada ne baba ne kitap! Roman Selahaddin Eyyubi'nin ölümünden sonra yerine geçen kardeşi Melik Adil'in kendi döneminin sorunları için cevap aradığı ve bu cevapları yine Selahaddin Eyyubi döneminde yaşamış alim ve tarihçi İbni Şeddad'ın verdiği bir diyalog üzerine kurgulanmış. Selahaddin Eyyubi'nin çocukluğundan, Kudüs için verdiği mücadelelere ve vefatına kadar geçen süre bu diyalogta anlatılıyor. Kitabın beni başta çok sıkması, sonrasında akıcı olduğunu düşünmem arasında kalmam tavsiye konusunda tereddütte bıraktı. Kudüs ve Selahaddin Eyyubi üzerine kitap tavsiyeleriniz varsa değerlendirmek isterim. Esen kalın. Vesselam...
Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi
Kudüs Fatihi Selahaddin EyyubiEbubekir Subaşı · Mavi Lale Yayınları · 2013245 okunma
Kızımla karım arasında kalmaktan daha çok korkuyorum :))
Kişi, annesi ile karısı arasında bir kere kalmaya görsün; artık, kral bile olsa, onun iflah olması mümkün değildi.
Sayfa 373Kitabı okudu
Birlik?!
... kendisinden asırlar sonrasına da ibret olacak bir cümleyle dedi ki; "Selahaddin yaşadığı ve Müslümanlar da birlik halinde kaldıkları müddetçe, burası asla onların elinden alınamaz."
Sayfa 373Kitabı okudu
Reklam
Eğer o muazzam devlet içerideki karışıklık ve ihtilaflarla yıkılmamış olsaydı, şimdi biz Kudüs'ü korumak zorunda kalmayacaktık; fakat onlar Roma'yı savunmak zorunda kalacaklardı."
Sayfa 320 - Muazzam devletten kasıt; BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ'DİR.Kitabı okudu
Zaferlere susamış Müslümanların bu susuzluğuna âb-ı hayat yetiştiren Sultan, bu haliyle de Avrupa ufuklarında yeniden önüne geçilmez bir 'belâ' olarak, kuvvetli ışığıyla yarasaları rencide ederek, ortaya çıkıyordu.
Sayfa 282Kitabı okudu
Tefekkür vakti...
Dörtnala giden bir atın üzerinde ve gözleri uzaklarda olan süvari, yerdeki karıncanın, çiçekteki arının hayatındaki nizamı göremez ve düşünemezdi. Onları göremediği için, kâinatın nizamını da iyi anlayamazdı. Zira aslında âlemde küçük veya büyük diye bir şey yoktu; bunlar insanların kendi açılarından baktıkları zaman küçük veya büyük oluyorlardı. Eğer öyle olmasaydı; azametli yıldızlardan bahseden, cennet ve cehennemin büyüklüğünü tasvir eden Kur'an-ı Kerim, aynı zamanda karıncadan, arıdan, sinekten ve örümcekten ve hatta bunlardan daha küçük şeylerden bahsetmezdi. İlâhî kudretin hakimiyetinde bunların hepsi aslında birdi. Hatta madde küçüldükçe, üzerindeki sanat daha da büyüyor ve kudretteki büyüklüğü gösteriyordu.
Sayfa 275Kitabı okudu
Reklam
"Nazlı can Kudüs, olduk aşkının âvâresi Kâfir girdi koynuna, kaldı bize yâresi Derde başka derman aradım ama heyhât Yoğ imiş ey sevgili, senden özge çâresi."
Sayfa 253Kitabı okudu
"Kudüs, ey Kudüs! Ey Hazreti Dâvud'un adalet mahkemesi, ey Hazreti Süleyman'ın cinleri kahrederek baş eğdirdiği toprak, ey iki cihan güneşi Efendimiz'in semalara doğduğu fecir, ey gökteki meleklerin yere uzattıkları nur köprüsünün ilk basamağı, Ömer'in durağı, Hâlid'in uğrağı, sahabenin ilk kıblesi olan mübarek belde; neden bu kadar sert kapatırsın gönül kapılarını?!
Sayfa 251Kitabı okudu
Nitekim Haçlıların vazgeçilmez huyları budur; şark ülkelerini işgal etmeğe niyet ettiklerinde, hiçbir zaman neticesiz kalmayacak olan bu yalanları allayıp pullayarak Hıristiyanlar arasında yayarlar. Zira Papa'nın en fazla korktuğu şey; burada Müslümanların zaferi değil, onların idaresinde kalan Hıristiyanların mutlu olmaları ve hatta Müslüman olmalarıdır. Zira İslâm dünyasından Avrupa'ya gelen mutluluk haberleri onları hep endişeye sevk etmiştir. Zira Kudüs'ten, Eyyûbî ülkesinden gelen sükunet haberleri, Avrupa'nın diğer yerlerinde yaşayan Hıristiyanları da kendisine çekebilirdi. Ve işte felaketin başlangıcı da bu olurdu.
Sayfa 248Kitabı okudu
Nitekim Efendimiz buyurur ki; "Kime hayırlı bir kapı açılırsa, onu ganimet bilsin. Çünkü o kapının ne zaman kapanacağı bilinmez."
Sayfa 244Kitabı okudu
Dış yüzü böyle olan Filistin'in içinden görünüşü de bir hayli farklıdır. Zira dışarıdan debdebesiz ama, içeriden alabildiğine zengin ve gizemlidir. Öyle ki bu esrar bin katlı atlas sargılara sarınıp, ibrişimlerle bağlanmış da, her bir katın açılışı ayrı bir âlemin parıltılarını, onu görebilene gösterir. Filistin; asil, büyük, şanlı; fakat fakir düşmüş bir âilenin iffetli ve mütevazı, aynı zamanda sabırlı ve vakarlı annesi gibidir. Onun asıl madeni içindedir, yüreğindedir.
Sayfa 243Kitabı okudu
163 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.