İlmek ilmek işlenmiş, büyük emeklerle yazıldığı her paragrafından belli olan muhteşem bir roman!!!
Geçmiş ile gelecek arasında bir yol hali... Okuyucuyu alıp 1914'lü yılların tozlu anılarına götürüyor satırlar. Yurdanur halanın tek mirasçısı Doktor Mithat'a eski bir ev bırakmasıyla başlıyor yolculuk. O evin kilitli odasında, Yurdanur halanın eşi Pilot Şevket Bey'in günlüğü geçiyor eline. Doktor Mithat, dostu Murat Hoca ile çeviriyor bu tarihten izler taşıyan günlüğü. Sonrasında da herkes okusun diye hafta hafta bir dergide yayınlatıyor. Her çeviri öncesi buluştukları rakı sofrasındaki sohbetlerine sizin de kadeh kaldırasınız gelmiyor değil. Peki Pilot Şevket Bey'in günlüğünde yazanlar? Ben sırlarına ortak oldum siz de ortak olun diye açıklamıyorum. Sizler de bu sırlara ortak olduğunuzda konuşur, yorum yaparız. Ama tabii yazarın kitabın sonunda bıraktığı nota binaen siyasetçiler ve din adamları yazmasın.
Şevket Bey'in geçmişi ve Doktor Mithat'ın bugünü arasında gidip geleceksiniz. Geçmişten gelip, bugünü etkileyecek muhteşem bir esrar ile. Ve iddia ediyorum bu kitabın sonunu asla tahmin edemeyeceksiniz. Mutluluk kapıyı çaldı kitap bitti derken düşecek ama finalde sizleri bekleyen bilim kurgu ile tebessüm edip, yüz otuz beş damladan biri de keşke beni bulsa diyeceksiniz....