Kumarbaz’a dair arka kapağında bir açıklamaya yer verilmiş: “tutkulu bir aşkla kumar tutkusunu bir arada anlatırken insan ruhunun derinliklerine büyük bir güçle sergilemiştir.”
Gerçekten de tutku ile aşkın bireyin dünyasında birlikte varlık kazanması sonucunda bunların nasıl ve ne şekilde hisler oluşturduğunu konu edinen Kumarbaz, okurken sizleri adeta içine çekiyor.
Dostoyevski, okumayı çok sevdiğim yazarlardan biri. Onun kaleminde karakterlerin ruhsal durumlarının tasviri öyle etkileyici ki kitaplarını bir an olsun elinizden bırakmak istemiyorsunuz. Nitekim, Kumarbaz da bunlardan biriydi.
“Belki de kazanmaya çok ihtiyacımız vardı. Tıpkı uçuruma düşen birinin bir tutam ota sarılması gibi. Kabul edersiniz ki uçuruma düşmeyen biri ağaç dalı diye ota sarılmaz.”
“Beni zerre kadar sevmese de duygularımı bu kadar çiğneyemez, itiraflarımı böyle küçümsemeyle karşılayamazdı.”
Bir diğer açıdan ise bence Kumarbaz, bir çıkış yolu aramayı konu ediniyor. Öyle ki kendisini birine, bir şeye adayan yahut adama eğiliminde olan bireyin yine kendisini bulma amacı gibi.
Kısacası Kumarbaz, bitirdikten sonra hafızanızda yer edinebilecek keyifli bir eserdi. Okumanızı tavsiye ederim.