Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Eski Kün Gönderileri

En Eski Kün kitaplarını, en eski Kün sözleri ve alıntılarını, en eski Kün yazarlarını, en eski Kün yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu da kaderin mantığıydı işte. Kendi hasretinin sebebi kendin oluyordun, başkası değil.
Sayfa 135Kitabı okudu
Dikkatli bakarsan, mucizenin şaşılacak bir tarafı yoktu esâsında. Hayat bir mucizeydi zaten. Geldiği gibi, olduğu gibi kabul edecek, debelenmeyecektin. Deliler deli değildi, mucizelere gözünü kapatıp "ben görmüyorum, demek ki mucize filan yok." diyen akıllılar deliydi.
Sayfa 156Kitabı okudu
Reklam
479 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Üst metinde, konuşabilen (ama konuştuğunu-ne dediğini- çok az kişinin anladığı) "çok yaşlı" bir köpek, onun sahibi, aç gözlü mal mülk sahipleri gibi temel bazı karakter ve tiplerin olduğu, alt metinde ise mesnevi unsurlarıyla bezeli bir şekilde özelde Ankara'nın, genelde Türkiye'nin dönüşümünün insanların değişimi üzerinden anlatıldığı bir fantastik edebiyat eseridir. Ruhların rahat etmediği mezarlık ve bu ruhların huzur bulmalarına dek olan bitenler eserde yer yer tebessüm ettiren yer yer güldüren bir üslupla verilir. Mezarlık ve orada olan bitenler gibi fantazya unsurları aslında bize çok yabancı değil. Tolkien'in eserlerinden tutun korku gerilim türünün bir çok eserine kadar bir çok kaynakta rastladığımız bu tür mekanlar bize yerli edebiyatımızda Nazlı Eray'ın İmparator Çay Bahçesi'ni hatırlatır. Popüler kültür ile edebiyat arasında ince bir çizgide yürümek gerektiren bu mekanların ve diğer fantastik, gerçekçi, mizahi öğelerin Kün'de ustaca harmanlanmış olduğu söylenebilir. Başka eserlere göndermeleri ıskalamadan okunması gereken bir kitaptır ve salt üst metin yerine daha derinlere ulaşılması icap eder. Tiplerin neleri temsil ettiği, rüya imgelerinin analizi vb derken tartışmalara konu olması gereken bir Sezgin Kaymaz eseri. Üstada saygılarla..
Kün
KünSezgin Kaymaz · İletişim Yayınevi · 2023924 okunma
"Hükmü yoktu zaman denen şeyin. Hükmü olmayan şeyin varlığı zaten anlamsız, varlığı anlamsız olan şeyin yokluğu zaten önemsizdi."
Sayfa 34 - İletişim Yayınları
"... Aşık adam yılmaz, canını sakınmaz, üzülme, utanma nedir bilmez. Degirmen taşının altına girmiş gibi ezilip unufak olur da 'bunaldım' demez. Aşık, aklını çöpe atıp 'Aşk bana yeter' diyen adamdır. Tahammül kelimesi yoktur onun lügatinde; tepeden tırnağa rızadır, kabuldür... Aşık budur kızım... Sen de bu musun? Başına bir sürü dert, illet gelecek bu saatten sonra ve sen tahammül etmeyecek, ' ne olacaksa o olur' deyip her geleni aşkın meyvesi gibi derecek, toplayacak, kucaklayacaksın... Son defa soruyorum; aşık mısın kızım?"
Sayfa 69 - İletişim Yayınları
"Hayrı herkes misafir ederdi; zor olan şerri misafir etmekti."
Sayfa 131 - İletişim Yayınları
Reklam
479 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Konya ve Ankara arasında geçen, birbirinden çok farklı karakterlerin ütopik de olsa sanki gerçekmiş gibi sürükleyici bir anlatımla gelişen olayları sıralayan yazar, hikayenin sonuna doğru adı geçen tüm karakterleri bir potada toplayarak konuyu muhteşem şekilde bağlıyor ve sonlandırıyor. Ailesi tarafından kötü muamele gören on yaşında Ömer, evlatsız Hüdai Ağa ile kesişen yolları ve onlara yarenlik eden konuşan Konya'lı şivesiyle köpek Çeto. Mezarlarının yeri parsellenmek amacıyla değiştirilen ölüler , kötü kalpli hacı muhtara namazını türkü ile kıldırırsa ne olur? Çeto sahibine '' azcık çaya ekmek gatıvir, şeker goycenni age? '' gibi tatlı isteklerde bulunsa kahkahalarla güldürmez mi? Sevgi her sorunu çözmeye yeter mi? Her şey gördüğümüz gibi mi yoksa görmediklerimizin , duymadıklarımızın hayatımızdaki etkisi nedir? işte böyle konuları vb. harika okunası ve kendine has bir üslup ile anlatıyor yazarımız Sezgin Kaymaz. Çoğu yerde kahkahalarla güldüm abartmıyorum gerçekten güldüm yani. Bazı yerlerinde hüzünlere sarıldım. Tadından yenmez bir kitap kesinlikle tavsiye ediyorum, asla pişman olmayacaksınız.
Kün
KünSezgin Kaymaz · İletişim Yayınevi · 2023924 okunma
"Derde düşmeyenin burnundan uzak dururdu dermânın kokusu."
Sayfa 383 - İletişim Yayınları
Akıl, hastayı cerraha götürmeye yarardı; kendi ameliyatını kendine yaptırıp kendi kendini iyileştirmeye değil.
Helva kime nasipse o yiyordu, parmağı uzun olan değil. Şişedeyken kıymeti harbiyesi yoktu miskin; şişe kırılıp da ortalığa saçıldı mıydı anlaşılıyordu kıymeti... Hoş kokusundan... Susuzluk, belki de senin canın su çekti diye değil, suyun canı sen çekti diye gelip yapışıyordu gırtlağına. Suya kavuş diye susatmıyordu Allah seni, su sana kavuşsun diye susatıyordu belki de. Kahır, sen hayra er diye değil, hayır sana ersin diye kahırdı demek. Demek ki ne yapacakmıştın? Kahhâr’m kahrı O’nun rahmetinden ileridir zannetmeyecekmiştin. O’na teslim olacakmıştın...
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.