“Ankara Çayı, bağrına şefkatle basıp muhafaza ettiği sivrisinek larvalarını usul usul kabuğundan salıyor, evlâd-ı haşerattan dokunmuş vızıltı pikesini, ana avrat sövmüşmüş sövmemişmiş hiç aldırmadan civardan geçenlerin burun deliklerine, kulak memelerine doğru sallıyordu. Şımarık şımarık bahar müjdesi vereceğiz diye uçuşan kavak pamukları, terli enselere, çıplak alınlara yapışıp kaşındırarak milleti illet ediyordu. Börtü böcek antenini sallıyor, kıllı bacaklarını sıvazlıyordu. Danaburnu topraktaki tohuma, uçuç böceği yapraktaki bite, tırtıl yaprağa, solucan toprağa saldırıyor, peygamberdevesi alayına saldırıyordu. Çocuk yaşta beyaz bulutlar havai gökyüzünde uzun eşek oynuyor, kararsız tavırlarla kâh yavşayıp kıç kıça sokuluyor, kâh gâvur görmüş gibi kopup birbirlerinden uzaklaşıyorlardı. Bahar gelmişti.” Kün, yani ‘Ol’... Neleri neleri olduran bir roman, Kün. Ölülerin daha da ölebildiği -ya da tam ölemediği-, cami imamıyla ateistin birbirini ‘aydınlatabildiği’, köpeklerin (hem de Konya ağzıyla!) konuşabildiği, el kadar oğlanın kendisine el kaldıranı haşat ettiği bir âleme kapı aralıyor. Şerefsizler şerefsizliğin gözüne vuruyorlar, ‘iyiler’ canını dişine takıyor, feleğin zarı hepyek de gelse bir bakıyorsunuz altı kapı alıyor. Sezgin Kaymaz, kendine özgü üslûbu ve hâlesiyle, yine eğlenceli ve ürpertili bir hikâye anlatıyor. Anlattığı hikâyenin heyecanıyla anlatışın neşesi yine birbirini coşturuyor. ‘Sıradan’ denen insanların ‘sıradan’ denen hallerinin ve dillerinin usta yazarı, Angara’nın kıyısına, rengâhenk bir Konya dekoru kuruyor ayrıca - Eski Konya. Eski taşra yaşantısı… Sezgin Kaymaz’ın gizemine, mizahına, olay örgüsüne, anlatıcılığına tutulanlar kadar, ‘yerliliğine’ de tutulanlar yok mu? Kün, her zevke yetişiyor, her şeyi olduruyor!
Editör:
Tanıl Bora
Tanıl Bora
Türler:
Tahmini Okuma Süresi: 13 sa. 34 dk.Sayfa Sayısı: 479Basım Tarihi: Kasım 2023İlk Yayın Tarihi: Mart 2013Yayınevi: İletişim Yayınevi
ISBN: 9789750511547Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

479 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle bu güzel eseri okumama vesile olan Serpil KAVAK Hocama sonsuz teşekkür ve şükranlarımı sunarak başlamak istiyorum. Rüyaların gerçeğe dönüşme aşamasında, hayata dair bir melodrama şahitlik ediyorsunuz. Kâh gülüyor, kâh gözleriniz dolu, dolu oluyor. Yazım dilinde Konya şivesinin tercih edilmesi daha bir farklı kılmış romanı, yazarımız böylece okuma esnasında akıcılığı sağlamış. Her ne kadar zaman, zaman küfürler yer alsa da romanda yöresel şiveyle aralarda kaybolup gidiyor. Sevgisizliğin ve dayağın insan hayatına etkisi ile bir taraftan da karşılığında merhametin ve sevginin her şeyi nasıl değiştirebileceği anlatılmış. Açgözlü Hacı Naci Kalaycı’ nın mezarlığı bile ranta çevirme planları tutmayınca iğrenç tezgâhlarını, mezarlarından edilen ölülerin şaşkınlık ve çaresizliklerine hayretler içerisinde okuyorsunuz. Her geçen gün yeşilliğin biraz daha hoyratça ve acımasızca beton yığını haline getirildiği ülkemizde, korkuyorum bu Hacı Naci Kalaycı gibi alçaklar türerse maazallah gömülecek mezar yeri de bulamayız artık. Kahramanımız Çeto da sadakati, Ömer ile sevgiyi, şerefsiz Şeref ile sevgisizliği ve kabalığı, Hüdai Efendi, Muzaffer Hoca ve Menderes Komiserle vefayı hatırlıyoruz, düzenbaz Aşut’ un ezan sesini sanki hisseder iken cami bahçesindeki fuar alanına döndürdüğü tezgâhından alış veriş yapıyorsunuz. Sizleri unuttuk sanmayın, Hacı Naci Kalaycı, yeğeni Samet, uşaklık yapan Behnan ve Tahir sizleri de alçaklıklarınızla hatırlayacağız yumruklarımız sıkılı. Yazım diliyle fark yaratan, akıcı ve güzel bir roman olduğunu düşünüyorum iyi okumalar değerli kitap dostları…
Kün
KünSezgin Kaymaz · İletişim Yayınevi · 20231,029 okunma
Reklam
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.