Semavi Dinlerin "Kutsal" Bilinen Kitapları

Kur'an'ın Eleştirisi 1

İlhan Arsel

En Eski Kur'an'ın Eleştirisi 1 Sözleri ve Alıntıları

En Eski Kur'an'ın Eleştirisi 1 sözleri ve alıntılarını, en eski Kur'an'ın Eleştirisi 1 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şeytan adına yapılanlardan çok daha fazla kanunsuzluk ve çocuk istismarı, Tanrı'nın, Musa'nın İsa'nın ve Muhammed'in adına, dindar kişiler tarafından yapılmaktadır. - Kenneth V. Lanning
İnsan aklı, Kur'an gibi tutarsızlıklarla ve aklı dışlamalarla dolu bir kitabın Tanrı'dan gelmiş olamayacağını anlayacak güçtedir. Yeryüzünde bir başka toplum gösterilemez ki, biz Türkler kadar öz benliğini yitirip mensup bulunduğu din içerisinde erimiş olsun. Bir başka Müslüman toplum yoktur ki, biz Türkler kadar ulusal gelenek ve niteliklerini, dilini, tarihini ve her şeyini İslâmiyet adına unutsun ve kendinden olmayan bir kılığa bürünsün. Ve üstelik bununla da kalmayıp, dini uygulayacağım diye kendi öz ceddinin ruhuna tükürsün.
Reklam
(...) başkalarını kendimize inandırabilmek için, Kur’an üzerine yeminler eder, “Kur’an çarpsın ki!” diyerek konuşuruz! Bununla beraber Kur’an’ı okuyup, içinde ne olduğunu anlamak aklımızdan geçmez; buna gerek de duymayız: ilgisizlik bir yana, bir de içinde yaşadığımız ortam bizi şuna inandırmıştır ki, Kur’an, “en son” ve “en mükemmel” bir dinin kitabı olmak üzere, Tanrı tarafından gönderilen, her şeyi ve her ilmi içeren, hiçbir konuyu ve soruyu dışlamayan, bir benzeri insanlar tarafından ortaya konamayacak mükemmeliyette “kutsal” bir kitaptır.
Daha başka bir deyimle Kur’an, kölelik denen kuruluşu Tanrısal bir kuruluş olarak tanımlamıştır. (...) “Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köleyle, kendisine verdiğimiz güzel nimetlerden gizlice ve açıkça sarf eden kimseyi örnek gösterir. Hiç bunlar eşit olur mu? s Övülmeye layık olan Allah’tır...” (Nahl Suresi, ayet 75).
(...) 'Yüce' olduğu kabul edilen bir Tanrı’nın, evlat edinenlerin, kendi evlatlıklarının karilarıyla evlenebilmelerini sağlamak amacıyla Muhammed’i Zeyneb’le evlendirip, Zeyd’in yuvasını yıkabileceğini düşünmek güçtür.
Söylendiğine göre, Kabe’nin kutsiyeti “Hacer-i Esved”den ileri gelmiştir; çünkü, eski Araplar, Lat, Uzza ve Menat adındaki putlar yanında asıl “Hacer-i Esved” adındaki bu taşa taparlardı. Daha doğrusu Sata ve Merve adıyla anılan iki tepe arasında koşup şeytanlara taş atarlar ve “Hacer-i Esved”i (Kara Taş) öperlerdi. İslam kaynaklarından öğrendiğimize göre, Muhammed, Hicret’in yedinci yılında umre ziyaretinde bulunmak üzere Mekke’ye gitmek için, Kureyşlilerden izin istemiş ve ziyareti sırasında Kara Taş’ı öpmüş, elleriyle okşamış ve yarıkoşar adımlarla etrafında üç kez dolaşmıştır. Daha sonra Mina Dağı’nı sağ tarafına alarak “Cemre” mahalline yönelmiş ve yedi çakıl atmak suretiyle şeytanları kaçırttığını bildirmiştir Kaynak: Bu konuda bkz. Sahih-i..., c.6, s.107 vd...; c.9, s.126; ayrıca bkz. İbn Sa’d’ın Tabakat ve İbn Ishak’ın Siyer adlı kitapları
Reklam
Reklam
309 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.