Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kuyudaki Zenci

Erskine Caldwell

Kuyudaki Zenci Gönderileri

Kuyudaki Zenci kitaplarını, Kuyudaki Zenci sözleri ve alıntılarını, Kuyudaki Zenci yazarlarını, Kuyudaki Zenci yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dudaklarını büzerek, " Sizin gibi güzel kızlara insan o kadar az rastlıyor ki, " diye devam etti, " bir an kendimi kaybetmiş olacağım. Ama artık birbirimizi iyice tanı­mış olduk, hayranlığımı söylememe kızmazsınız sanıyorum. Değil mi? " " Ah, Profesör " dedi Effie heyecan içinde. " Sahi, gerçekten güzel miyim ben? Bunu daha önce de bir sürü erkek söylemişti, doğrusu. Alıştım artık böyle sözler duymaya, ama bütün bunları bana bu derece içten gelerek söyleyen ilk erkek sizsiniz."
"Sam Billings namuslu adamdır." "Elbette, namusludur. Yeryüzünde Sam Billings'ten daha na­muslu bir insan yoktur. Ben kendimi bildim bileli tanırım Sam 'ı. Kasabanın parası onun elinde oldukça sırtımız yere gelmez, ken­dime bile güvenmem ben ona güvendiğim kadar. Sam Billings namuslu adamdır, Clyde."
Reklam
Jule kuyunun tahtalarını tekmeledi. " Ali ahım, sen yardımcım ol, " dedi Bokus. " Ama istediğim bu yardım için, beni iki köpeğimden etme. "
" Ne olursa olsun, gidecek misin, baba? " diye sordu Clara.
"Galiba sonunda kadınlar öldürecek bu ayıyı." "Karıya dedim ki, aklını mı oynattın sen , ayının başına vuru­lur mu, dedim. Patates tarlasını bütün didik didik etmiş diye ka­fası kızmış bir kere, korkmamış ondan sonra da."
Reklam
"Allahım," diye bağırsı. " Hamrick'in kutup ayısı!" Avazı çıktığı kadar bağırarak kendini evden dışarı attı, yol­dan aşağı, kardeşinin benzin istasyonuna doğru koşmaya başladı. Oraya vardığında soluk soluğaydı. " Ne oldu sana böyle, Emma?" diye sordu kardeşi Ed. "Haya­let görmüş gibi bir halin var. " " Hamrick'in kutup ayısı, Ed," diye haykırıyordu kadın. "Ben mutfağı süpürürken sundurmaya geldi, kafasına süpürgeyi vur­dum."
Katırları otlatan zenci çocuk kafasını kaşıyarak güneşin batı­şını izledi. Eğer bu katırları otlatacak olmasaydı, cebinde de üç beş kuruşu olsaydı, Şeker-Adam'ın arkasına takılır giderdi. Cu­ lmartesi gecesiydi, kasabada tatlı su balıkları kızarırdı gene. Bur­nunda tütüyordu o güzel kokulu balıklar.
"Beyazlarla çatışmam ben," dedi Şeker-Adam, "yalnız be­ nimle uğraşmasın onlar da. Katırlarını koşarım, ağaçlarını kese­rim, ama gün sona erdi mi, çoktan beyazların bulunamayacağı yerleri boylamış olurum. " Ağaçlardaki baykuşlar uyanmaya başladı. Güneşin batması­na sevindiler.
" Sakın bir beyazın ayağına basayım deme, Şeker-Adam," dedi küçük Bo. "Bilirsin, önce onlar, önce beyazlar. "
Reklam
Güneş battı mı, kendimin olurum ben, hep kendi işlerime koşarım. Durup da insanların rengine bakamam artık.
Sayfa 9 - Adam YayınlarıKitabı okudu
İyisi mi yavaşla sen biraz Şeker-Adam, beyazların kasabasına gidiyorsun. Ayaklarına basan zencileri sevmezler de.
Sayfa 9 - Adam YayınlarıKitabı okudu
Sırasında söylemesini bildin mi hani halkın inanmayacağı şey yok.
Şu iki şey bir arada yürüyor: çalınmış para, bir de kadın.
Artık iki ayağının üstünde duran hiçbir hayvana güvenemem.»
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.