“Evet, birçok şeyden mahrum kaldım. Hep yapayalnızım.Ah! Hayatta bir gayem olsaydı, sevebileceğim bir insana rastlamış olsaydım, birini bulsaydım! O zaman sahip olduğum tüm enerjiyi harcar, her şeyin üstesinden gelir, atlatırdım!”
“Ah! Hayatının tek büyüsü, yegâne mutluluk ümidi gitmişti.Mutluluk ona kendi ayağıyla geldiğinde neden kabul etmemişti?Ondan kaçmaya kalkınca niçin iki eliyle, iki diziyle ona sıkıca sarılmamıştı?”
“Hani bir daha geri gelmeyecek şeylerin hayallerine kapılırız ya, hani her şey olup bittikten sonra bizi bir yorgunluk sarar,o alışılagelmiş hareketliliğin durması,sürekliliği olan bir titreşimin aniden kesilmesinin getirdiği o acı vardır ya;işte Emma’nın içinde yaşadığı da tam olarak buydu.”