Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zihin Felsefesine Güncel Bir Bakış

Madde ve Bilinç

Paul M. Churchland

Madde ve Bilinç Sözleri ve Alıntıları

Madde ve Bilinç sözleri ve alıntılarını, Madde ve Bilinç kitap alıntılarını, Madde ve Bilinç en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanoğlunun merakı ve aklının mahareti, doğada gizli bir çok sırrı açığa çıkardı.
Filozoflar kitaplarını genellikle başka filozof için yazarlar, ama kitaplarının öğrenciler ve uzman olmayan okurlara faydalı olmasına yönelik tali umutlarını da ifade ederler.
Reklam
Aslında her dil dünyanın yapısına ilişkin kalabalık bir varsayımlar ağını içerir.
Herkesin gerçeği kendine acı/Herkesin acısı kendine biricik
Arkadaşınızın "acı" terimini bağladığı içsel duyumun sizin bu terime bağladığınız içsel duyumla aynı nitelikte olduğundan nasıl emin olabilirsiniz?
Sayfa 21 - Başlık: Şükrü ErbaşKitabı okudu
İnsan bireyi, genetik olarak programlanmış tek hücreli bir molekül örgütlenmesi (döllenmiş yumurta) halinde ortaya çıkar ve hücre çekirdeğindeki DNA molekülerllerinde kodlu bulunan bilgi tarafından yapısı ve katılma biçimi kontrol edilen başka moleküllerin eklenmesiyle gelişir.
Arkadaşınızın "acı" terimini bağladığı içsel duyumun sizin bu terime bağladığınız içsel duyumla aynı nitelikte olduğundan nasıl emin olabilirsiniz?
Reklam
İlaçların Zihni etkilemesi
Psikiyatri, beyne ulaşmalarıyla birlikte etki gösteren yüzlerce duygu kontrolü kimyasalından (lityum, klorpromazin, amfetamin, kokain, vs.) haberdardır. Ayrıca bilincin anestetiklere, kafeine ve en basiti de kafaya alınan sert bir darbeye karşı dayanaksızlığı, onun beyindeki sinir etkinliğine ne kadar bağımlı olduğunu gösterir.
Akıl yürütme, duygu ve bilincin içinde gerçekleştiği bağımsız bir varlık gerçekten varsa ve bu varlık beyne yalnızca duyusal deneyimleri almak ve istemli edimleri yaptırmak amacıyla tamamen bağımlıysa, o zaman aklın, duygunun ve bilincin, beynin manipülasyonuyla sağlanan doğrudan kontrole ve beynin zarar görmesinin yol açtığı patolojilere dayanıklı olması beklenirdi; ama gerçekte tam tersi doğrudur. Alkol, uyuşturucular veya sinir dokusunun senil dejenerasyonu, akılcı düşünme yeteneğini zayıflatır, sakatlar, hatta yok eder. Psikiyatri, beyne ulaşmalarıyla birlikte etki gösteren yüzlerce duygu kontrolü kimyasalından (lityum, klorpromazin, amfetamin, kokain, vs.) haberdardır. Ayrıca bilincin anestetiklere, kafeine ve en basiti de kafaya alınan sert bir darbeye karşı dayanaksızlığı, onun beyindeki sinir etkinliğine ne kadar bağımlı olduğunu gösterir. Akıl, duygu ve bilinç bizzat beynin etkinlikleriyse bütün bunlar anlamlıdır. Ancak bunlar tamamen başka bir şeyin etkinlikleriyse anlamlı bir durum ortaya çıkmaz.
Sayfa 45
Hıristiyanlık Avrupa'da ve Amerika'da yoğundur, İslam ise Afrika ve Ortadoğu'da, Hinduizm Hindistan'da ve Budizm Doğu ülkelerinde yaygındır. Bu da hepimizin bir ölçüde şüphelendiği gibi şunu gösterir: Genel olarak insanlar için dinsel inancın birincil belirleyicileri toplumsal güçlerdir. Bu yüzden bilimsel sorunları dinsel ortodoksiye başvurarak çözmeye çalışmak, deneysel kanıtın yerine toplumsal güçleri koymak demek olacaktır. Bütün bu sebeplerden dolayı, zihnin doğasıyla ilgilenen profesyonel bilimciler ve filozoflar genellikle dinsel başvuruları tartışmanın bütünüyle dışında tutmak için ellerinden geleni yaparlar.
Zihinsel durumlar beynin fiziksel durumlarıdır.
Sayfa 41 - İndirgemeci materyalizmKitabı okudu
Reklam
Biz maddeden oluşmuş canlılarız ve bu gerçekle birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor.
Ölümden sonra yaşam...
Ne yazık ki ve süpermarket tabloidlerinin istismarcı zırvalarına (UZMANLAR ÖLÜMDEN SONRA YAŞAM OLDUĞUNU KANITLADI!!!) rağmen böyle bir kanıtımız.
Her birimiz, doğuştan gelen ayırt etmeyi saklayan yeteneklerimizi kullanmayı ve geliştirmeyi ve bunları kullanmamız için gerekli olan, toplumsal olarak yerleşmiş kavramsal çerçeveye (halk psikolojisi) hâkim olmayı ögrendigimiz kendi yaşamımız boyunca kendilik kavrayışına doğru evrimsel mücadelenin gerçekleştiği yerleriz.
Sayfa 118 - Epistemolojik SorunKitabı okudu
İçgözlem, sinir ağındaki elektrokimyasal uyarımların yer aldığı bir alanı değil, düşüncelerin, duyumların ve duyguların yer aldığı bir alanı açığa çıkarır. İçgözlemde ortaya çıktıkları haliyle zihinsel durumlar ve nitelikler, nörofızyolojik durum ve niteliklerden kökten farklı görünürler. Bunların tamamen aynı şey Glmaları nasıl mümkün olabilir? Az önce de gördüğümüz gibi bunun yanıtı "kolay" olacaktır. Dış duyularımız kırmızıyı maviden, tatlıyı ekşiden ve sıcağı soğuktan ayırt ederken aslında fiziksel nesnelerin karmaşık elektromanyetik, stereokimyasal ve mikromekanik nitelikleri arasındaki ince farklılıkları görür. Ancak duyularımız bu karmaşık niteliklerin ayrıntılı doğasını kendi başlarına açığa çıkarmaya yetecek kadar etkili değillerdir. Bu durum kuramsal araştırmaların ve uygun olarak tasarlanmış araçlarla yapılacak deneysel incelemelerin yapılmasını gerektirir. Aynı şey muhtemelen 'iç' duyularımız için de geçerlidir: İçgözlem. İçgözlem, bir dizi sinirsel durumu birbirinden başarıyla ayırt edebilir, ancak ayırt ettiği durumların ayrıntılı doğasını kendi başına ortaya çıkarmaya gücü yoktur. Aslında, bunları açığa çıkarması biraz mucizevi olurdu. Bu durumda, birbirleriyle etkileşen ve milyon kere milyar hertzlik bir salınım frekansında titreşen elektrik alanlarını ve manyetik alanları ve bir metrenin milyonda birinden daha küçük olan bir dalgaboyunu çıplak gözle görebilirdik. Çünkü 'görünüşlere' rağmen ışık aslında budur. Dolayısıyla içgözlem argümanı tamamen etkisizdir.
Sayfa 56
Davranışlarımız üzerinde şimdiki algılarımız kadar geçmiş öğrenmelerimizin de uzun vadeli gelecek planlarımızın çok fazla hükmü vardır. Özel öğrenme yoluyla, beynin iç örgütlenmesinin uzun vadeli gelişimi bir ölçüde beynin kendi kontrolü altındadır. Bu şekilde hayvanlar dünyasından kaçmaya çalışmıyoruz, sadece onun en yaratıcı ve davranışı kestirilemez üyeleri haline geliyoruz.
Sayfa 204 - NörobilimKitabı okudu
148 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.