Güç, bazen mevkideydi; Bazen ise büyülerdeydi. Ancak bir tanrıça her ikisine de sahip oldukça güçlüydü."
"Yaşam, nefesin kesilip kalbin atmayı bıraktığında değil; umudun tükendiğinde, hayallerin yok olduğunda sona eriyor."
Selamm
Piramit Serisinin ilk iki kitabını severek okumuş ikinci kitabın aksiyonuna bayılmıştım. Özellikle sonları tam bir şoktu ve o sonu kalbim ağzımda okumuş, sonra devamında olaylar nerelere gidecek merak etmiştim. Ve Mahes'in Ilk satırlarında biraz sıkılsam da ikinci yarısından sonra elimden bırakmak istemedim. Özellikle artık Ayliz bir tanrıca olmuşken, güçlerine güç katmışken ve tek amacı Aytun'u kurtarmakken ....Ama Aytun'un bu kitapta olmayışı beni hayal kırıklılığına ugrattı. Kitap boyunca Ayliz'in Aytun için çırpınmaları çok tatlıydı. Neftis yine aynı kötü niyetiyle şeytanlığını yaptı. Ve süpriz bir şekilde bu kitapta Dimitri sevdiğim karakterler arasına girdi sanki asıl karakter yerine koyuluyormuş gibi hissettim. Ve beni davranışları ile şaşırtan Seth oldu diyebilirim.
Mitoloji yönü en ağır basan kitap üçüncü kitaptı. Sürekli bi aksiyon hali kurguyu yavaşlatmadan ilerletiyor ama o son çok sinir bozucu bitti. Yazarın sonları bu denli başarılı yazması bize bir sonraki kitabı merak ettiriyor. Ama bu bizim karakterlere kizmadığımız anlamına gelmiyor. Yani orada olacakları biz bile gördük sen nasıl göremezsin Ayliz dedim Hata üstüne de hata yapılmaz ki....Sonu şaşırtıcı ters köşe ile bitince dördüncü kitabı merak etmemek imkansız