Uzun zamandır okumak istediğim bir eserdi. Eserde Ahmet Cemil kardeşimizi görüyoruz. Kendisi şair olmak isteyen bir adam. Babasının vefatı üzerine annesi ve kız kardeşi ile yaşar. Şair olmak için atıldığı yolda başına nice şeyler gelir. Hayal kırıklıkları Ahmet Cemil'in yol arkadaşıdır.
-Bilseniz, şiirin nasıl bir dile muhtaç olduğunu bilseniz!
Öyle bir dil ki... Neye benzeteyim bilmem? Konuşan bir ruh gibi güzel söz söylesin, bütün kederlerimize, sevinçlerimize, düşüncelerimize, o kalbin bin türlü inceliklerine, fikrin bin çeşit derinliklerine, heyecanlara, öfkelere tercüman olsun, bir dil ki bizimle birlikte gurubun hüzünlü renklerine dalsın düşünsün, bir dil ki ruhumuzla beraber bir matemin kederiyle ağlasın.
-Çocuklukta hep böyle değil midir? Hatıralar hava ve zaman etkisiyle yıpranmış, delik deşik olmuş bir sayfa şeklinde kalır. O zaman en çok etkileyen şeyler; hatıralar tablosunda en derin kazılır.
-İnsan, keder ve sevinç zamanlarında kalbinin katlanabileceğinden fazlasını diğer hassas bir kalple paylaşmak ister.