#makineinsan Julien Offray de La Mettrie'nin metni, zihnin doğasını metafiziksel olarak açıklığa kavuşturmaya yönelik tüm önceki girişimlerin başarısız olduğu inancından kaynaklanır. Descartes ve Malebranche'ın düalizmi, Leibnizci mondaloji ve Locke'un Tanrı'nın düşünceyi maddeye katmış olabileceği varsayımı ona göre yeterli değildi. La Mettrie, Platon'a kadar uzanan ve Descartes tarafından ele alınan, düşünceyi veya ruhu fiziksel, maddesel olandan kesin olarak ayıran iki doktrine itiraz ediyor. Materyalist monizmiyle düalizme karşı çıkıyor, beden ve ruhun çözülmez bir birlik oluşturduğu bütün insan fikrini vurguluyor.
Makine insanla ilgili ifadelerini spekülasyonla değil, yalnızca bilimsel gözlemlerle doğruluyor. Dini konularda La Mettrie, Kilise'nin amansız rakibi Voltaire'den bile daha radikal ve tavizsizdir. La Mettrie’nin materyalizmi, gerçek anlamda bir metafizik konumu değil, onu ilgilendiren bilim dalının felsefesini temsil eder.
La Mettri'nin kitabı 1747'de yayımlandığında gerçek bir skandala neden oldu. Fransız bir doktor ve filozof olan yazar, zaten Hollanda'da sürgündeydi sonra Prusya'daki Büyük Frederick'in sarayına kaçmak zorunda kaldı. Diderot ya da Voltaire gibi düşünürler için bile fikirleri çok ileri gitmişti.
#lamettrie 'nin dili dolaysız ve alaycı. İlk algı, yazarın insan varoluşunu hor görmesi yönünde ve kitap ilerledikçe insan varoluşunu, sinirleri, kasları ve vücut sıvılarını kutsadığı anlaşılıyor. Felsefe türünde kitapları okumayı sevenlere öneririm.
