Maldoror'un Şarkıları
Comte de LautréamontMaldoror'un Şarkıları Gönderileri
Maldoror'un Şarkıları kitaplarını, Maldoror'un Şarkıları sözleri ve alıntılarını, Maldoror'un Şarkıları yazarlarını, Maldoror'un Şarkıları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tanrı'dan dilerim ki, yüreklenen ve okuduğu kitap gibi geçici olarak canavarlaşan okur, bu kasvetli ve zehirli sayfaların ıssız bataklıklarında sarp ve yabanıl yolunu şaşırmadan bulur; çünkü keskin bir mantık ve en azından kuşkusuna denk bir ruhsal gerilimle başlamazsa okumasına, bu kitabın saçtığı kokular tıpkı şekerin suyu içmesi gibi emecektir ruhunu.
Arkalarında sonsuz pişmanlıkların solgun samanyolundan başka bir şey bırakmayan bu görkemli anılardan ayrılmanın zamanı şimdi.
"Lautréamont'un, yapıtının gerisinde tümüyle silinişi kadar hiçbir şey büyülememiştir beni. Ve kafamda her zaman onun o sert, acımasız "tık, tık ve tıkları" gezinir durur." 
Andre Breton
Maldoror'un Şarkıları
"sen, ruhu benim ruhumdan ayrılmaz olan; sen yeryüzü küresinin en güzel yaratığı...."
Sayfa 44
“ Yaşamda yorgun düşmüş, kendisine benzemeyen varlıklar arasında yürümekten utanmış, ruhunu bir umutsuzluk sarmış, bir dilenci gibi yapayalnız ilerliyor. ”
ey ahtapot, ipek bakışlı! sen ruhu benim ruhumdan ayrılmaz olan; sen yeryüzü küresinin en güzel yaratığı; sen, dörtyüz vantuzlu bir sarayın padişahi; sen, açıkyürekli, uysal erdemin ve tanrısal iyiliklerin oybirliğiyle ve dile sığmaz bir bağla, kendi yurtlarındaymışcasına, soylu bir şekilde yurtlandıkları sen, neden benimle birlikte değilsin, senin civa karnın benim aliminyum bağrıma dayanmış, ikimiz kıyının kayalıkları üzerinde, seyretmek için bu taptığım manzarayı!
" denizin bütün suyu, düşünsel bir kan lekesi yıkamaya yetmez. "
Çoğu zaman düşünmüşümdür, hangisini bulgulamak daha kolay diye: Okyanusun derinliğini mi yoksa derinliğini mi insan yüreğinin?.. Evet, hangisi daha derin, ikisinden hangisi daha ulaşılmaz: Okyanus mu yoksa insan yüreği mi?
Hayatta öteki dünyadan sonra merak ettiğim en büyük şey bu
Bir gün önce birbirine tapan iki sevgilinin, kötü yorumlanmış bir sözcük yüzünden, kin, öç, aşk ve acı dikenleriyle birlikte, iki ters yöne gitmelerini ve ikisinin de kendi yalnız gururlarına sarınarak birbirlerini artık görmemelerini kim anlayabilir?
Yüreğini ıssız çöle çeviren düşünceleri bırak artık; ateşten daha yakıcıdır onlar.
Bana söylediklerine göre, bir erkekle bir kadının oğluymuşum. Bu hayrete düşürüyor beni... daha üst düzeyde olduğumu sanırdım!
Şiirimle, bütün olanakları kullanarak, insan denen bu yırtıcı hayvanın ve böyle ciğeri beş para etmez birini yaratmaması gereken Tanrının canına okuyacağım.
Herkes tevekkül harmanisine sarındı ve yazgısını Tanrı'nın ellerine bıraktı, koyun sürüsü gibi birbirine sokuldu insanlar.
Haykırıyordu "kollarımı çözecek kimse yok mu? Saçlarımı çözecek kimse yok mu? Saçlarımın kökünü başımdan giderek daha çok ayırmaktan başka bir işe yaramayan devinimler yüzünden parçalanıyorum.