Aslında en başından beri bu kitaba yedi puan vereceğimi biliyordum. Öyle çok bayıldığımı söyleyemem ama kötü de değildi. Josh Malerman'dan daha önce Kafes'i okumuştum, bu kitap da onun ikinci kitabı zaten. Şimdi açık konuşmam gerekirse ben bu yazarın kitaplarını okurken gerilmiyorum. Ama yine de kitaplarındaki olay örgüsü hoşuma gittiği için kitaplarını da genel anlamda seviyorum. Anlayacağınız ben bu yazarın kitaplarına gerilim kitabı gözüyle bakmıyorum. O yüzden size de bu yönden tavsiye etmem. Fakat sürükleyici bir macera romanı okumak istiyorsanız tavsiye ederim.
Hatırlarsanız Kafes'te Malorie karakterimiz uzun bir yolculuğa çıkmıştı. Bu kitapta da yine aynı şekilde bir nedenden ötürü alıyor çocuklarını yanına, bir yolculuğa çıkıyorlar. Tabii çocukları büyümüş, yanılmıyorsam on altı yaşlarındaydılar. Bir yandan bu yolculukta başlarına gelenleri okurken bir yandan da çocuklarıyla ilişkisini okuyoruz. Konusundan daha fazla bahsedip herhangi bir spoiler vermek istemediğim için bu kadarı yeterli bence.
Kitapta beni ciddi anlamda şaşırtan kısımlar oldu. Yani hiç ihtimal vermemiştim öyle bir şey olabileceğine. Aradan kaç gün geçti ben hâlâ şaşkınım dşdmdşdmdş Bunun yanında kitap gerçekten sürükleyici. Benim bu kitabı bitirmem her ne kadar uzun sürse de hiçbir zaman, "Artık bir şeyler olsun," tarzında bir cümle kurmadım. Devamlı bir olay vardı bana kalırsa. Her neyse kısaca ben kitabı sevdim, okumak isteyene de öneririm ama aşırı aşırı beklentilerle başlamanıza da hiç gerek yok.
Kitap dolusu sevgilerimle. ♥