Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Maneviyat Psikolojisi 3

Kolektif

En Eski Maneviyat Psikolojisi 3 Gönderileri

En Eski Maneviyat Psikolojisi 3 kitaplarını, en eski Maneviyat Psikolojisi 3 sözleri ve alıntılarını, en eski Maneviyat Psikolojisi 3 yazarlarını, en eski Maneviyat Psikolojisi 3 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nasıl ekoloji / çevre-bilim, hayat taşıyan birimlerin, yaşadıkları çevrede hayatta kalabilmek ve tekâmül edebilmek birbirlerine ihtiyaç duyduklarını açıklıyorsa, aynı prensip Williye göre insan ilişkileri içinde geçerlidir. Ferdlerin tek başlarına gelişmeleri yerine, yani katı bir endividüalist / bencil varoluş tarzı yerine insan ilişkilerinin “dialog” karakterini açıklar. Ferdi akılcılığın bölünmüşlüğünden uzaklaşarak, kalplerin birliğine işâret eder. Bu manada eğer gelişmek, tekâmül etmek istiyorsak, eşimizin, hayat arkadaşımızın da gelişmesine, sâdece müsaade etmek değil, teşvik etmek ve bunun da ötesinde, yaratıcı bir çaba ile iştirak etmek gerekir. Ferdi olarak yaşamayı hedeflediğimiz, yaratıcılık, bağımsızlık, yeterlilik, maddi/manevi güçlenme ve benzeri kişilik özellikleri mutlu olmak için yetmez. Mutluluk ancak beraberce yaşandığında tamamlanır, kalıcı olur. Bu manada, gerektiğinde insan eşi için bu yönlerine feragat da edebilmeyi bilmelidir. O zaman, bu yalıtılmış sözde ferdi tekâmülün yanısıra, daha anlamlı bir alternatif ikili varoluş tarzı doğar, beraberce tekâmül hâli.
Sayfa 62 - Mustafa MerterKitabı okudu
Son senelerde özellikle idari konumda olan bazı erkeklerde görülen “Burn out / Yanıp Tükenme” Sendromu” üzerine ciddi manada araştırma yapmamız gereken bir hastalıktır. İlginçtir tedavi olarak bunlar, İsviçrede olduğu gibi, bir klinikte uzun süreli (1 ay veya üstü) yatılı tedaviye alınırlar ve musiki, sanatsal aktiviteler, grup terapisi, tabiat içinde hafif spor, gibi “ilaç” larla düzeltilirler. Fakat bu süreç çift taraflı işler, mesela kadın ailesine kendisini aşırı vakfetmiş ve kişisel gereksinimlerini ihmal etmiş olabilir. Umumiyetle gözlemlerimize göre bu tip anneler ve eşler, çocuklar büyüyüp evi terk ettikten sonra depresyona girebilirler. Klinik belirti olarak bu tip kadınlarda psiko-somatik rahatsızlıklar ağır basar ve kullandığımız ilaçlar esas meseleyi çözmediği için hastalık kronikleşme eğilimi gösterir. İşte böyle yapıdaki bir kadında eğer erkek makul bir şekilde eşini kendi mizacına uygun aktivitelere teşvik ederse, kadın da nefes almaya başlar. Burada erkekten kadına yönelik olumlu açıdan bir “celal” akışına şahit oluruz, yani etkinlik, güç, pratik beceri, kararlı işlevsellik vb. akar. İşte bu durum “Beraberce Gelişme” demektir.
Sayfa 63 - Mustafa MerterKitabı okudu
Reklam
Yapılan çeşitli çalışmalarda eşlerin dindarlık düzeyiyle evlilikte huzur, mutluluk ve doyum hissi arasında olumlu ilişkiler tespit edilmiştir (Suhail & Chaudrym, 2004; Kimberiy, 2009). Türkiyede evli çiftler üzerinde bir araştırma yürüten Hünler'in (2002) bulguları göstermektedir ki dindarlık evlilik doyumu üzerinde tam yordayıcı iken, sorun çözme becerileri üzerinde aracı rol oynamıştır. Stutzer ve Frey (2006) birbirine benzer beklentiler, değerler ve inançlara sahip eşlerin evlilik doyumlarının daha yüksek olduğunu bulunmuştur. Şener ve Terzioğlu'nun (2002) bulguları da bu kapsam da değerlendirilebilir. Onlara göre aile içi değer benzerlikleri ve öncelikli değerlerde uzlaşma evlilik uyumunu anlamli düzeyde etkilemektedir
Sayfa 81 - Asım YapıcıKitabı okudu
Aile hayatı, evlilik ve dindarlık konusunda Clark'ın (1998) tespitlerini özellikle hatırlamak gerekir. Dini inançlar, kiliseye devamlılık, dini hizmetlerden yararlanma, dua, meditasyon, dini eserleri okuma vb. dini aktivitelerin inanan insanların davranışlarını etkilediği düşüncesinden hareket eden Clark'ın (1998) tespitlerine göre: a) Dini pratikleri düzenli olarak yapanlar evlenmeye, aile hayatına ve çocuk sahibi olmaya daha fazla önem vermektedir. Bu sebeple onlar eşlerine ve çocuklarına daha fazla vakit ayırmaktadır. b) Haftada en az bir defa kiliseye gidenlerde boşanma oranı daha az olup bunlar aile birlikteliğini daha fazla sürdürme eğilimindedir. c) Dini pratiklerini yapan eşler arasında, yapmayanlara nispetle sevgi, saygı ve sadakat daha fazla; aile içi şiddet ise daha azdır. d) Dindar eşler, aile hayatlarında daha uzun süre mutlu olabilmektedir. e) Dini bağlılıkları kuvvetli olanlar ve ibadetlerini yapanlar, aileyle ilgili geleneksel değerleri daha fazla önemsemektedir.
Sayfa 83 - Asım YapıcıKitabı okudu
Yapılan görüşmeler analiz edildiğinde görülmektedir kı dındarlık ve maneviyat evlilik hayatını farklı şekillerde etkile. mektedir. Elde edilen bulgular din, dindarlık ve maneviyatın öncesi ve sonrasıyla evlilik hayatını etkilediğini göstermektedır. Ancak bu etki tek yönlü değil çift kutuplu bir karakter arz etmektedir. Bu nedenle evlilik hayatındaki çatışmaları çözmede dindarlık ve maneviyatın rolünü soğuktan koruma özelliği zayıflayan eskidikçe incelmiş palto” kavramlaştırmasıyla izah edebilmek mümkündür. Eskidikçe incelmiş palto vücudu belli oranda korumakta fakat bu koruma soğuk şiddetlendiği zaman pek etkili olamamaktadır. Bunun anlamı şudur: Aile içi çatışma hafif bir düzeyde seyrediyorsa, yaşanan sorunların aşılmasında dindarlık ve maneviyat etkili olmaktadır. Ancak söz konusu çatışma başta cinsellik olmak üzere aileyi yapısal olarak etkileyen faktörlerden kaynaklanıyorsa dindarlık ve maneviyat, çiftleri bir arada tutan empatik davranma, öfke kontrolü yapabilme, diğerkâm olma, bağışlama, şefkat ve merhametle davranma gibi erdemleri sorun çözücü düzeyde harekete geçirememektedir.
Sayfa 86 - Asım YapıcıKitabı okudu
Anlaşıldığı kadarıyla kadın ya da erkeğin her ikisi.de dini konularda duyarlı ise, yani takvalı davranıyorsa, birbiriyle daha uyumlu olabilmektedir. Şayet kadın ya da erkekten birisi diğerine nispetle daha dindarsa, özellikle kadının dini hassasiyeti (belki de geleneksel kültürel duyarlılığı) daha yüksekse tanışma ve nişanlılık döneminde üstesinden gelinmesi oldukça zor s0runlar ortaya çıkabilmektedir.
Reklam
“Eşlerin dindarlık ve maneviyat düzeyleri evliliği etkiliyor. Özellikle eşlerin yetiştikleri aile ortamı, ailede öğrendikleri din, yaşadıkları din birbirine yakınsa ortak dini anlayış ortak duygu diline dönüşebiliyor. Hani 'aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir? denir ya. Aynen işte öyle. Aksi halde dini yaşantı ortak değilse sorunlar çıkabiliyor. Bu anlamda eşler arası uyum düzeyine göre de evlilik mutlu ya da mutsuz olabiliyor” (K, 34, Evli) Bu ifadelerde; “ortak dini anlayış ortak duygu diline dönüşebiliyor” ve “aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlaşır” şeklinde dile getirilen hususlar bilhassa dikkat çekmektedir. Bu ise aslında kadın ya da erkeğin evlenmeden önce başta aile olmak üzere sosyokültürel çevreden edindiği dini yaşantı ile doğrudan ilişkilidir. Kuşkusuz aile ve sosyal çevre sadece bireysel dindarlıkları şekillendirmemekte, kişinin dünya görüşünü, hayat felsefesini, dilini, yemek ve eğlence kültürünü, dostluk ve arkadaşlık ilişkilerini, kısaca kimlik ve kişiliğini etkilemektedir. Bu hususlarda ortak bir dil yakalanabilir, bu da eşler arasında ortak duyguya dönüşürse evlilik hayatı daha uyumlu ve huzurlu olabilmekte, aksi halde mutsuzluk, uyumsuzluk, anlayışsızlık, empatik davranmama gibi olumsuzluklar tezahür etmektedir.
Sayfa 94 - Asım YapıcıKitabı okudu
“Din bize neyi öğretir, sabretmeyi. Dindar insan sabredebilen insandır. Kuran-ı Kerimde “birbirinize hakkı ve sabrı tavsiye edin” deniyor.. Günümüz insanı sabrı unuttu. Sabredemeyen toplumun dindarlığı bana göre problemli. Modern dünya iyice dönüştürüyor bizi. Helaller ve haramlar karışıyor. Allah rızasını gözetemez olduk. Sabredemeyen Allah'ın rızasının ne oldugunu nasıl anlayacak? Eşler birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye etseler sorunlarını birer birer çözebilirler.” (E, 38, Evli). Dindarlık ve maneviyatı sabır, sabrı da Allah'ın rızası ile ilişkilen katılımcı, bu ifadeleriyle modern dünyada sabretmenin adeta nostalji haline geldiğini, acelecilik, yaşanan sorunlara katlanamama, problemlerin üstesinden gelmek için sabırla mücadele edememenin aile hayatını olumsuz etkilediğine gönderme yapmaktadır. Din insana sabrı hem öğretmekte hem de tutum ve davranışlarında göstermesini talep etmektedir. Bununla birlikte değişen dünyada dindarlık ve maneviyat algıları da değişmekte, haramlara helal muamelesi yapılmakta, özellikle hakkı tavsiye etmenin anlamı kaybolmakta, esasen bu değişim de hem bireyin kendine ve kültürüne yabancılaşmasına hem de aile hayatı başta olmak üzere eşlerin birbirlerini anlayamamasına neden olmaktadır.
Sayfa 97 - Asım YapıcıKitabı okudu
“Dindarlık deyince Peygamberimizin buyurduğu gibi akmıza önce güzel ahlâk” gelmiyorsa gerek evlilikte, gerek sosyal hayatta çok büyük sorunlar ortaya çıkar. Allah sevgisi ve korkusuyla kendi kalbi yumuşamamış bir insanın, eşinin kalbine dokunabilmesi mümkün değil ya da eşlerin her ikisinin de dindarlıktan, dinden, maneviyattan ne kazandığı ya da ne bekledi$i bile eşit değilse geriye doldurulamaz boşluklar kalır. Sen beni anlamıyorsunlar” hep devam eder durur” (K, 32, Evli). Dini, güzel ahlâk olarak tanımlayan katılımcı, erdemli davranışların Allah sevgisi ve korusu, yani kulluk bilinciyle ilişkilendirmekte, buradan da eşlerin karşılıklı olarak birbirlerinin kalplerine dokunmalarının önemli olduğunu belirtmektedir. “Kalbe dokunma” ifadesi özellikle dikkat çekicidir. Katılımcıya göre bir insanda Allah sevgisi ve korkusu varsa onun kalbi katı değildir, tam tersine yumuşamıştır. Bu hali yaşayan kişiler eşlerinin duygu ve düşüncelerini anlayabilir.
Sayfa 110 - Asım YapıcıKitabı okudu
Din ve dindarlığın eşler arasında ortaya çıkan sorunların çözümünde ve evliliğin devamlılığının sağlanmasında hâlâ etkili bir faktör olabileceğini düşünen bir katılımcı şöyle demektedir: “Dua, şükür, sabır ve tefekkür başta olmak üzere dini yaşantının evliliğe olumlu etki ettiğini söyleyebilirim. Özelikle namazları cemaatle kılmak çok önemli. Bir de tartışma veya anlaşmazlık konularında hakem tayin edilmesi, sorun olan konuda dinin ne dediğinin kıstas alınması yaşanan problemlerin çözümünde etkili olabilmektedir”(E, 25, Bekar). Katılımcı eşlerin her ikisinin de dindar ve ahlâklı olmasının evlilik hayatında hem yaşanması muhtemel sorunların önlenmesinde hem de yaşanan sorunların üstesinden gelinmesinde etkili olduğu kanısındadır. Bu bağlamda o, gerek dua ve ibadetin birlikte yapılmasının, gerekse sabır ve şükür gibi erdemlerin önemine dikkat çekmektedir. Ayrıca dini Kur'an-ı Kerimde de geçtiği üzere anlaşmazlık durumunda hakeme müracaat edilmesini önermektedir.
Sayfa 111 - Asım YapıcıKitabı okudu
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.