#okudumbitti
#L. N. Tolstoy
#EfendiİleUşağı
#134sayfa
#HaziranAyı3cüKitap
Selamlar. Tolstoy okumak bir ayrıcalıktır desem bana katılmayan kaç okur çıkar bilmiyırum ama çok fazla olacağını sanmıyorum. Savaş ve Barış'ı okuyanlar bilirler, Tolstoy okumazsınız yaşarsınız. O savaş alanındaki bir kişi de siz olursunuz. Betimlemelerin ustadı desek Tolstoy için yanlış olmaz heralde.
Ve Tolstoy'un hayatını kısacık bir önsözden bile okusanız bilirsiniz onun köylü kıyafetleri giyerek Rus köylüsünün arasına karışarak yerinde gözlemleyerek eserlerini yazdığını. ANNA KARANİNA okuyanların çoğunun ortak bir görüşü vardır mesela. Deriz ki kitapta Anna Karanina'dan daha çok Levin karakteri öne çıkmıştır. Bunun en önemli nedeni bence Levin'in köy hayatını ve karakterini öylesine bizden, öylesine samimi anlatmış ki Tolstoy, Ana Karanina kitaptaki yan karakter gibi kalmış.
Şimdi tüm bunları neden tekrar anlatıyosun diyenler olabilir. Şöyle ki bu eserde kısa iki hikaye var. Ve Tolstoy yine ustalığını konuşturmuş. Yaz aylarında 600 sayfalık 1200,1300 sayfalık kitaplar bizi boğar diyenler kısa klasiklere ve özellikle Tolstoy'a bir şans verin derim. Pişman olmayacağınız gibi üzerine kafa yoracağınız ve düşüneceğiniz konular olacağına garanti verebilirim. Yapacağım tek alıntı ile de bunu kanıtlayabilirim. Sevgiler bol kitaplı günler.
"" Bey ekini nereden geliyor peki? Düşünsene, onu kim ekti? Kim tırmıkladı, kim sürdü, kim topladı? Köylüler değil mi? """ Fazla söze ne hacet.