" "O," demişti, dünyaya gelmiş en parlak tasavvurdu; onun içten tavrında bir şey vardı, sesinde ve beni ele geçiren zarif formunun her hareketinde, sanki benimle insanoğlunun o güne dek hiç tatmadığı kadar tatlı bir ilişkide bulunmaya tenezzül etmiş semavi bir mahlukmuş gibi."