Antalya’nın Kale Mahallesi’nde gezmeye, iki yanı mimari şaheserleri ile süslü küçücük sokaklarında dolaşmaya, limanına inip Toroslar’ın ak gölgeleri önünde masmavi denize; sarılı, yeşilli, kırmızılı çizgiler çizen kayalıklara bakmaya, ağaçlarında yüz binlerce portakal, limon, turunç sarkan narenciye bahçesini görmeye, motorla Düden Şelalesi’nin önünden geçmeye iki gün de yetmez, üç gün de. Antalya’ya bir haftada bile doyamazsınız.