Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Melez Bilinç

Daryush Shayegan

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Kendi üzerine kapanan varlık, açılmayı inatla reddeder;bütün insanlık tarihini parantez içine alarak kendi gerici fantazmlarından başka hiçbir yerde vuku bulmamış olan bir altınçağa kavuşmak isteyen Taliban militanları ya da Selefîler gibi dışarıya kapalı bir zihinsel gettoda yaşar. Bir tür îdeolojîk indirgemeye de varabilir ;öyle ki kendi tasavvurumuzdaki dünya söylemsel biçimiyle moderndir, fakat içeriğiyle arkaiktir. Nihayet üçüncü ihtimal de halihazırdaki dünyaların bağdaşmazlığının bilincine varmaktan ve bunları birbirine karıştırmak yerine her kavramı kendi tarihsel bağlamına yerleştirdikten sonra kesişen aynalar oyununa girişmekten ibarettir.
Bu dünyanın röntgenini çekmek için didinip durduğumuz vakit, ruhun kargacık burgacık yazılarla dolu parşömen kağıdında aslında hiçbir şeyin yok olmadığının farkına varırız. Eşzamanlılık art-ardalığın yerini almıştır. Kutsalın geçirdiği başkalaşımlar geleneklerin, bireylerin, kültürlerin keyfince çeşitlenir ve her kişi bir “ sınır geçirici " haline gelir. Hepimiz hacılaşmışızdır, fakat bu hac yolculuğu özel bir güzergahla sınırlı değildir. Arayışı korumuşuzdur, fakat aradığımız artık sadece Kutsal Kase değildir; üstelik bu arayış insanların manevi müdahalelerine göre değişikliğe uğrar :Kah Budizmdeki ruhun sınırsız göçler çemberi olan samsara, kah Vedanta'daki dünyanın kozmik yanılsaması olan maya, kah semazenlerin vecd içindeki dansları kılığına bürünür. Bir başka deyişle kültürlerin melezleşmesiyle büyüyen tercih yelpazemiz, zaman ve mekanın ötesinde serüvene çıkmak için yorumbilgisinin dar çemberini kırar. Bu yolculuklar her birimizi çok bireyselleşmiş ve çok özel bir Homo viator (seyyah insan) haline getirir.
Reklam
Negatif Diyalektik'te "diyalektik, öz­deşlik yokluğunun kesin bilincidir,” diyen Adomo bireyin herhangi bir kolektif düzen içinde her türlü düzleşmesini reddetmek gerekti­ğini ve ne yaparsak yapalım çelişkileri Hegel usulü bir diyalektik alıkoyarak-aşma (Aufhebung) hareketiyle asla aşamayacağımızı bilmemiz gerektiğini ima etmektedir; aksine, eski katmanlar daima etkin kalmakta ve en beklenmedik anlarda tekrar su yüzüne çıkmak­tadır.
İran toplumu dünyanın en karmaşık toplumlarından biri olmaya devam etmektedir; baş döndürücü çe­lişkilerle doludur: Bu toplumda en inatçı batıl inançları, en akla ha­yale gelmez mesihçi fikirleri, en sert zihinsel bağımsızlığı, en eşit­likçi dini, neredeyse "anarşizan özgürlükçü" ve bazen düpedüz serbest-meşrep davranışları, son olarak da New Age'in en fantazi düş­künü maneviyatlarına yakın cüretkâr inanışları yan yana bulmak mümkündür.
İnsan erişilmez bir şeyler öngörmeksizin, onun özlemini çekmeksizin yaşayamaz.
Foucault'nun bize dediğine göre, benzerlik itibarını yitirmiş olduğu için göz aldatma, kozmik yanılsama ve iki taraflı tiyatro oyunlarının belirlediği bir dünyada yaşayan Don Kişot'tan pêk farkımız yoktur. Aynı Don Kişot gibi biz de “analoji içinde yabancılaşmışızdır. " Birbirlerinin çehrelerini karşılıklı olarak bozan iki bilgi biçiminin kavuşma noktasındayızdır. Bilincimizin fikirler hususunda gecikmesi vardır ;onları dünyaya getiren sürece içsel olarak maruz kalmaksızın vekilleri aracılığıyla edinmişizdir yeni fikirleri. Temsil ettiğimiz dünya felsefi altyapısı itibariyle Hegel sonrası'na aittir,fakat içeriği itibarıyla da Galileo öncesi' ne aittir. Bu ikisinin karşılaştıkları noktada ise melezleşmelere ve her türden çarpıklaşmalara tanık olmaktayız.
Reklam
İran, paradoksal bir biçimde, felse­fe kitaplarının romanlardan çok sattığı bir ülkedir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.