" Bilin ki sel, var gücüyle dağdan sökün ederek âşıkçasına, denizden dönüp kavuşuyor, bunca elleriyle, ayaklarıyla –nitekim sular birbirlerinin elleri ayakları ve binitidir- birbirlerinden güç alarak dağları ve çölleri sürüklüyor, Ceyhun'lar kendi asılları olan denize kavuşuyor ve her damla 'Hoşnut olarak Rabbine dön' diye haykırıyorsa, bunda şaşılacak ne var? Asıl tuhaf, garip ve çetin olan, dağ ortasında ya da bir mağara ağzında veya amansız bir çölde yalnız kalmış elsiz ayaksız, ayaksız ve basamaksız, elsiz ve tutamaksız bir damlanın, kendi kaynağı olan denize arzu ve iştiyakla, selin yardım ve desteği olmaksızın yuvarlanması, çölü önüne katıp götürmesi ve zevk binitine binerek coşku adımlarıyla denize doğru koşmasıdır. Zavallı damla! Toprak senin düşmanın, rüzgâr senin düşmanın, güneşin sıcağı senin düşmanın. Varmak istediğin denizse çok ırak. A elsiz ayaksız damla! Bunca düşman arasında denize nasıl varacaksın? Damla, hâl diliyle der ki damlayım damla olmasına, güçsüzüm güçsüz olmasına da uçsuz bucaksız denizin inayetinin etkisiyle bir coşku var ruhumda. "
Sayfa 364 - Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları - Mecâlis-i Seb‘a eserinden (s. 25)
" Bilginlerin kötüsü, beyleri ziyaret eden bilgindir; beylerin hayırlısı da bilginleri ziyaret eden bey. Ne güzel beydir yoksulun kapısındaki bey; ne kötü yoksuldur beyin kapısındaki yoksul. "
Sayfa 357 - Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları - Fîhi Mâ Fîh eserinden.
" Hırs kördür; halkın ayıbını inceden inceye görür ve mahalleden mahalleye söyler. Onun kör gözü ayıp arayıcı olsa da kendi ayıbını bir zerre görmez. "
Sayfa 258 - Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları - Mevlâna Hazretlerinin eserlerinden derleme..
" Bir beladan dolayı senin canın daralırsa, bütün dünyayı tamamen dar görürsün. Dostların mutluluğuyla sevinirsen, bu dünya sana gül bahçesi görünür. "
Sayfa 255 - Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları - Mevlâna Hazretlerinin eserlerinden derleme..