Duvarları kağıt kaplı bir odada, tanınadığım bir kadın varlığımdan nefret ederek az önce kapadığı telefonu duvara fırlatıyor. Telefon parçalanarak yere düşerken cup diye bir ses çıkarıyor. Bedenimi sana yaslıyor, hınçla dudaklarını ısırıyorum,dudakların tuzlu. Başımı kaldırıp,
"Ya da iyisi mi," diyorum, "sen bana bir öykü anlat. Ama lütfen bir av öyküsü olmasın."