Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
Mezbaha Beş
Kurt VonnegutMezbaha Beş Yorumları ve İncelemeleri
Mezbaha Beş yorumları ve incelemelerini, Mezbaha Beş kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Mezbaha Beş puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
7.810 üzerinden
Dinleyin
Billy Pilgrim zamanda koptu. Defalarca kendi kontrolü dışında ileri geri olarak zamanda atlamalar yaşadı. Farklı boyuttan uzaylılar tarafından kaçırıldı. Hayvanat bahçesi benzeri bir yerde sergilendi. Onlardan aslında ölümün çok önemli olmadığını, zamanda bir yerde sonsuza kadar yaşadığını öğrendi. Ve geleceği ya da geçmişi bildiği halde o ana müdahale etmemeyi öğrendi. Çünkü o an o şekilde gerçekleşmesi gerektiğini öğrendi. İkinci dünya savaşına katıldı, Dresden'in yerle bir oluşuna şahit oldu. Bir sürü ölüme şahit oldu. Oluyor işte.
Yazar aslında Dresden in yıkımının Hiroşima dan bile kötü olduğunu anlatan bir kitap yazmak istemiş. Ve savaşlarda savaşan herkesin kahraman olmadığını, isteyerek katılmadığını, savaşı konu alan kitapların özendirici olmaması gerektiğini vurgulamak isterken silik bir karakter ve onun zaman yolculuğu yapması gibi bir konuyla dikkat çekmek istemiş.
Dili farklı gelebilir. Bayıldım diyemem ama merak edenlere tavsiye ederim.
Kitapla ve sevgiyle..
#1001kitap~~~
Kurt Vonnegut'dan okuduğum ve bu tarzda da yani savaş karşıtı okumalarımda da 2.kitap olan ""Mezbaha Beş"" yine vahim durumlara komik halleri ekleyerek gülümserken düşündüren cinstendi ki diğer okuduğum savaş karşıtı kitap da yine öyleydi kara mizahla ya da ben Vonnegut u hep öyle düşündüğüm için bana öyle geliyor
Savaş karşıtı eserler arasında önemli bir yere sahip Mezbaha Beş, yazar Kurt Vonnegut’un İkinci Dünya Savaşı sırasında başından geçenlerden yola çıkarak kaleme aldığı muazzam bir hiciv. Kitap, 2. Dünya Savaşı’ndan dönen ve Dresden Bombardımanı’na tanıklık eden bir askerin bu katliamla ilgili bir kitap yazma fikriyle başlıyor ve sonrasında bu kitabın kurgusu aktarılıyor. Kitapta, Billy Pilgrim isimli karakterimiz, hayatının farklı dönemlerine ileri-geri yolculuk yapıyor ve bu yolculuklarla hayatından kesitler aktarıyor. Savaşın anlamsızlığı ve yıkıcılığının yanında, Vonnegut, dünya düzeni, kapitalist sistem, gelir adaletsizliği ve insanların buna karşı tutumları, medyanın ve tarihin yanıltıcılığı, savaşın insanlara sinema ve edebiyat aracılığıyla ‘pazarlanması’ ve hayvan hakları gibi birçok önemli konuda eleştirilerini aktarıyor. Kitabın başlarında, daha önce Vonnegut okumadıysanız afallayabilir, ‘Ne okuyorum ben?’ diye düşünebilirsiniz; ancak ilk 30-40 sayfadan sonra tarzına alışınca elinizden bırakamadan okuyacağınız kitaplardan. Vonnegut’un keskin zekasına, hayalgücüne, farklı yaklaşımına hayran kaldım. Muazzam bir kara mizah örneği. Mutlaka okuyun derim. Yakın zamanda Kedi Beşiği’ni de okumayı planlıyorum.
Billy Pilgrim biraz garip bir adam. Diyor ki ‘başka bir evren var’ ve hatta diyor ki ‘ben oraya gidip gelebiliyorum’.
Tabii garipliği yalnızca bundan değil; savaşa katıldı o. Koskoca İkinci Dünya Savaşı’na. Dresden bombalandığında tam da oradaydı.
Buna rağmen hayatta kaldı, hatta inanır mısınız üstüne bir de zengin oldu!
Garip olduğunu söylemiştim değil mi? Hayatın değil; Billy Pilgrim’in.
.
Mezbaha Beş uzun (gerçekten uzun!) zamandır okumak istediğim bir eserdi. Can Yayınları’nın bu baskısı ile nihayet bu tanışmayı gerçekleştirdim.
Kurt Vonnegut’un namını duymamak da mümkün değil biliyorsunuz. Ve bu namın nereden geldiğini anlamak zor olmadı.
Çok sevdim Mezbaha Beş’i. Güçlü bir savaş karşıtı öncelikle metin. Bol zaman atlamalı, bol hicivli bir anlatım. Elinize aldığınız anda (eğer siz de benim gibi okurun aklıyla oynayan metinleri seviyorsanız) akıyor sayfalar.
Fazlasıyla zor bir konu aslında savaşı ele almak. Daha zoru ise savaşa karşı olduğunu anlatabilmek.
Çünkü yıkımla beslenir pek çok kişi. Ve bu yıkımın olması zorunluluktur. Kaybedene karşılık kazanan olmalıdır onlara göre. Ama Vonnegut diyor ki ‘kazanan var mı sahi?’
Gerek esprili gerek olabildiğince sert cümlelerle yapıyor bunu.
.
İyi ki bu eseriyle beraber Şampiyonların Kahvaltısı ve Kedi Beşiği eserlerini de almışım. Sırada onları okumak var.
.
Kapak tasarımına (aldığım diğer iki eserin de) da hayran kaldığımı söylemeliyim: Bir Utku Lomlu çalışması elbette
Çeviride ise Hamdi Koç yer almakta (Kendisinin kalemi ile de tanışmış; Melekler Erkek Olur eserini beğenmiştim, bu da dipnot olsun)
Yazardan okudugum ilk kitap.
Kendiside Almanya'da ABD adına savaşırken esir düşer ve Dresden bombalanırken mezbahanın et dolabına sığınarak canını zor kurtarır. Bunu kaleme alan yazar, Billy karakteri üzerinden zamanda yolculuk yapar. Bir savaş yıllarına, bir gençliğine, evliliğine, çocuklarıyla olan anılarına, bir de uzayda bir ünlüyle geçirdiği saatlere gider. İronik, sert gerçekçi ama bir o kadarda komik anlatılmış bir hikaye. Cok sevdim.
Mezbaha Beş okuduğum ilk savaş karşıtı ve aynı zamanda uzaylı temasını ele alan kitaptı. Yazarın 2. Dünya savaşında yaşadığı anılarından yola çıkarak bu eseri yazdığı söyleniyor. Ve güzel kelime oyunları ve farklı tarzı ile savaş eleştirisini sağlam bir şekilde yapıyor. Ancak bilim kurgu boyutuna gelirsek ; karakterimiz Billy’nin gerçekten zamanda yolculuk yaptığını değil sadece hatırlamak istemediği anılardan kendisine bir kaçış yolu bulduğunu düşünüyorum. Okumaya başladığım ilk zamanlarda “ne okuyorum” ben düşüncesi fazlaca oluştu bende ancak yazarın diline alıştıkça daha kolay kavramaya başladım olayları da. Eğlenerek okuyacağınız bir eser olduğunu düşünüyorum ve kendine has bir karakter olan Billy Pilgrim ile tanışmanızı öneriyorum.
II. Dünya Savaşı sırasında Dresden bombalandığında Billy Pilgrim'ın arkasını kollayan yani bir nevi onu sağ çıkartan 3 Silahşörler vardı. Sıska, çelimsiz, topallayan ve elinde silahı bile olmayan Billy fiziken sağ çıkmıştı çıkmasına ama aklı ilk o dönem zamanda ışınlanma yaşamaya başlamıştı.
Uzaylıların kendisini Tralfamadore gezegenine ışınlandığı esnada ölüm kavramını zamanda kırabileceğini öğrenip günün dünyasında aktardığında herkes onun hafif kaçık olduğuna hem fikir oldu.
Billy durmadı; halka seslenmek için bir takım mecralara mektuplar yazdı. "Duyun sesimi, beni kaçırdıklarında Traşfamadorelular 1.60 boylarında, yeşil ve zamanı bükebilen yaratıklar!"
Kulağa çılgınca mı geliyor? Bekle biraz okur; sen kitabın sayfalarında ilerledikçe hikaye aslında sana "savaş karşıtı" bir metin okuduğun konusunda demeçler sunacak.
Yazarın o bombardımanda bizzat bulunmuş olması okur olan bize koca bir yutkunma nedeni olabilir. Gerçek ile hayalde gelgit yaşasanda yazarın hikayeyi bilimkurgu türünde yazması yinede içini burmuyor değil.
Dili akıcı ama garip; tuhaflıktan kastım trajik bir hikayeyi kimi yerde komik kimi yerde acıklı hale sokabiliyor.
Ölümü kaleme alışkın hale getirmek ayrı bir başarı bana kalırsa. Tıpkı yazarın dediği gibi; savaşta çok insan öldü, oluyor işte...
#mezbahabeş #slaughterhousefive #kurtvonnegut #canyayınları
Her Şey Güzeldi. Hiç Acımadı!
Kitap, dünyanın en karanlık konusunda kara mizah yapıyor. Ve bunu çok iyi başarıyor. Kahramanımız Billy Pilgrim 2. Dünya Savaşında orduya alınır ve dünyanın en büyük katliamlarından sayılan Dresden'de esir düştüğü zaman başına bombalar yağar. Ölmez. Ama onun için bambaşka bir yaşayış şekli başlamıştır artık. kendisini kaçıran uzaylıların onu gezegenleri Tralfamadore'a götürdükten sonra hayatını ileri ve geri gidişlerle sürdürmeye başlar. Son günlerini yaşadığı evinde kızı Barbara'nın davranışlarından sıkıldığında bedeniyle değilse bile ruhuyla mutlu olduğu ya da hatırlamak istediği yere doğru ışınlanır.
Bütün bunlar olurken bize en sevimsiz şeyleri artık bütün sağduyusunu kaybetmiş biri gibi anlatır. Ölümleri küçümser, savaşın mizahını yapar. Kara ve cümlelerin anlamını size zorla kavratan bir yalınlıkta.
Kitabın tek hatası ağzının bozuk olması. Fakat bunu yazar öyle güzel metne yediriyor ki, garipsemiyor ama ayıplıyorsunuz, aynen gündelik hayatta olduğu gibi.
Kunt Vonnegut, tanışılması gereken çok farklı bir kalem. Mezbaha Beş ise anlattığı hikaye ne kadar acı da olsa metnin içerisine girdiğinizde yumuşuyor, bazen güldürüyor ama tam yerine denk geldiğinde kara mizahın acımasız gücüyle utandırıyor.
Oluyor işte.
208 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
#KitapYorumu
#MezbahaBeş
#KurtVonnegut
Savaş karşıtı birçok kitap okudum ancak böylesini okumadım. Yazarı da ilk defa okuyorum, başlarda biraz garip gelse de yazım şekline alıştım, kitap aktı gitti.
Öyle bir kitap ki gülerken ağlıyorsunuz. Ya da tam tersi.
Henüz yirmi yaşındayken orduya yazılan Kurt Vonnegut, Batı Cephesi' ne
‘’Bir başka seferinde Billy Rosewater’ın bir psikiyatra şöyle dediğini duydu: Beyler galiba bir sürü harika yeni yalanlar uydurmak zorunda kalacaksınız yoksa millet artık yaşamaya devam etmek istemeyecek.’’
•Kendisi de sıkı bir savaş karşıtı olan yazar, bu kitabı kendi savaş anılarından yola çıkarak yazmış. Mizah, bilimkurgu ve gerçekten yaşanmış hikayelerin bir birleşimi.
•Yazar önsöz dahil kitabın neredeyse her sayfasında savaşı, savaşın sonuçlarını, Amerika’yı yoğun bir eleştiri yağmuruna tutuyor. Öyle ki bu tutum yazarın yazma stili oluyor artık.
•Kitabın konusuna gelecek olursak, Billy Pilgrim zamanın akışından kopmuş ve sürekli zamanda atlamalar yaşayan bir adam. Bir an 1940 larda savaştayken bir göz kırpışıyla kızının düğününe ya da onu kaçıran uzaylıların gezegeninde buluyor kendisini.
•Zamandaki bu atlamalar ve beraber yaşadığı uzaylılardan sonra sürekli tekrar ettiği bir dünya görüşü var, ölüm bir son değil, ölen bir kişi başka zamanlarda var olmaya devam ediyor. Oluyor işte.
•Okurken aklıma sürekli otostopçunun galaksi rehberi geldi. Benzer bir yapıya sahipler, birini seven öbürünü de sevecektir diye düşünüyorum.