Moğol Kurdu Cengiz Han

Harold Lamb

Moğol Kurdu Cengiz Han Gönderileri

Moğol Kurdu Cengiz Han kitaplarını, Moğol Kurdu Cengiz Han sözleri ve alıntılarını, Moğol Kurdu Cengiz Han yazarlarını, Moğol Kurdu Cengiz Han yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yasada, hırsızlık ve zinanın ölümle cezalandırılması, bu suçlardan özellikle nefret ettiğini gayet açıkça gösteriyordu. Çalınan bir at için verilen ceza ölümdü. Cengiz Han bazı şeylerin özellikle gazabını çekeceğini söylüyordu. Örneğin bir evladın ana babasına, küçük kardeşin büyük kardeşe itaat etmemesi, bir kocanın kansına karşı güvensizliği ve yahut kadının kocasına itaatte kusur göstermesi, bir zenginin bir fakirin yardımına gelmeyi reddetmesi, bir astın üstüne karşı hürmetsizliği gibi. .. Moğollann zayıf noktası olan sarhoşluk hakkında diyordu ki: “Sarhoş olan insan, kafasına bir yumruk yemiş adam gibidir. Zekası ve ustalığı, hiçbir şeye yaramaz. Ayda en çok üç defa sarhoş olunuz. Hiç sarhoş olmamak herhalde daha iyidir. Fakat kim nefsini bundan tamamen men edebilir?”
Cengiz Han, Moğollarını askeri bir nizama koymuştu. Aslında bunlardan geneli kıdemli savaşçılarıydı. Cengiz Han, kendilerini idare etmek için bir Yasa düzenlediğini bildirdi. Yasa onun kanunları, kabilenin en önemli adetleriyle kendi arzusunun karışımından meydana gelen bir düzenlemeydi.
Reklam
Kendi ganimet hisselerini herkesten önce ayırabilirlerdi ve her tür vergiden muaftılar. Üstelik suç işleyemez kabul edilmişlerdi. Haklarındaki idam cezaları, dokuz defa ertelenirdi. Yağmaladıkları bütün topraklar kendilerine verilir ve bu imtiyazlar, dokuz nesle kadar ardıllarına intikal ederdi. Temuçin’in göçebelerinin zihninde hiçbir şey, bu
Temuçin artık kendi adına fetihlere girişebilmek için yeteri derece kuvvetli bulunuyordu ve kendisine silahla karşı koyan adamları ezdikten sonra, hoşgörülü bir hükümdar olarak kendini gösterdi. O sırada da dünyanın önemli kervan yolları üzerindeki yeni havalisine, Orta Asya’nın en eski şehirlerine giriyor ve kendisinde büyük bir merak
Marev Dolo, bu vesileyle Temuçin hakkında bize şunu söylüyor: “Bir yeri zaptettiği zaman, oranın halkına ve onların mallarına zarar vermekten kaçınırdı. Yalnız adamlarından birkaçını orada yerleştirir ve sürüsünün kalanını alıp başka yerlerin fethine giderdi. Bu suretle fethettiği yerlerin halkı da kendilerinin onun koruması altında başkalarına karşı güvende ve onun tarafından da hiçbir zarara maruz kalmamış görünce, ne asil bir prens olduğunu anlayınca, bütün canları ve kalpleriyle ona bağlanıyorlar ve Temuçin’in en fedakar taraftarları oluyorlardı.” Ve bu suretle dünyayı kaplayacak yoğunlukta bir halk kalabalığı topladıktan sonradır ki, dünyanın büyük bir kısmını istila etmek düşüncesini beslemeye başladı. Eski düşmanları bu kadar imrenilecek bir durumda değillerdi. Moğol, düşman bir kabilenin ordusunu bir kere mahvedince, hanedanın bütün üyelerini takip ediyor ve onları öldürtüyordu. Kabile adamlarına gelince, onları da, daha güvenilir adamlarının arasına dağıtıyordu. En güzel kadınlar savaşçılarına eş, diğerleri ise esir oluyorlardı. Terk edilmiş çocukları Moğol kadınlar evlat ediniyorlar ve bozguna uğrayan kabilenin otlakları ve sürüleri yeni sahiplerin eline geçiyordu. Temuçin’in hayatı bu zamana kadar düşmanlarının hareketlerine göre şekillenmişti. Düşmanlarının sayesindedir ki, kendisine en uygun hareketi doğal bir yönlenme halinde yaptırır gibi görünen o beden kuvvetini ve kurt aklını kazanmıştı.
Temucin ona: “Ne akıbet bekliyorsun?” diye sordu. Camuka, hiç tereddüt etmeden: “Seni yakalamış olsaydım sana çektireceğimin aynını!” cevabını verdi. Camuka, birinci gün küçük parmakların eklemlerini ve devam eden günlerde bütün uzuvları kesmekten ibaret olan Çin işkencesini kastetmekteydi.
Reklam
899 öğeden 631 ile 640 arasındakiler gösteriliyor.