Başarıya Giden Yol - Türkiye ve Dünyadan Yüzlerce Uygulama Örneği

Moks

Ahmet Şerif İzgören

En Eski Moks Gönderileri

En Eski Moks kitaplarını, en eski Moks sözleri ve alıntılarını, en eski Moks yazarlarını, en eski Moks yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Japonlar nasıl başardı? Japon kurum kültüründe 7 ilke çok önemlidir. 1. Kaizen; sürekli iyileştirme ve durmaksızın gelişen bir performans anlamına geliyor. 2. Kessai; ekip çalışması ve ortak karar alma anlamına geliyor. 3. Kyosei; “Ortak Yaşama”, yani şirketi yuvası gibi sahiplenmek anlamına geliyor. 4. Jidako; hata olduğunda üretimin durması anlamına geliyor. Buna, son yıllarda “sıfır hata” deniyor. 5. Poka Yoke; hata için önlemi baştan almak ve süreçleri önceden gözden geçirmek demek. 6. Dontotsu; en iyiyi bulma ve onlardan bir şey öğrenip kendilerine katmak demek. 7. Hoshin; planlara dayalı olarak yönetmek ve stratejik planlamayı içeriyor. Türkiye’de karşılaştığım en önemli kalite örneklerinden birisi Japon firması Yazaki’dir. Yaptıkları şey, otomobillerde kullanılan kabloları üretmek. Bunu da tüm kalite süreçlerini uygulayarak yapıyorlar. Fakat işi burada bitirmiyorlar. “Empatik kalite” denebilecek ilginç bir uygulamaları var. Satış yaptıkları firmaların arabalarının o bölümlerini fabrikaya yerleştirmişler. İşçiler ürettikleri kabloları, o otomobil fabrikasının işçisiymiş gibi arabaya monte ederek çıkabilecek problemleri veya yapılabilecek iyileştirmeleri geliştiriyorlar. Bu, şahane bir uygulama.
O yüzden Batıda “değişim” dedin mi, çalışanlar “Aaa, yeni ve iyi bir şey olacak” diyebilirler. Türkiye’de “Değişim yapacağız” dedin mi; geleceğe hiç güveni olmayan ben, içimden “Bunlar bizi işten çıkaracaklar altyapı yapıyorlar” derim.
Reklam
İshak Alaton’la bir konferansta, iki konuşmacı olarak tanıştık, çok mütevazı, çok bilgili bir insan. O gün, konuşmasında ilginç rakamlar verdi ve “Değişmeyen sadece ölüler ve delilerdir” dedi. Bir çiftlikte, dikenli tellerin hayvanların derisini çizip ticari değer kaybettirdiğini fark ediyorlar. Etrafındaki dikenli telleri kaldırıp elektrikli teller koyuyorlar. Çiftliğe yeni getirilen inekler tele değip düşük akımlı elektiriğe maruz kalınca geri sıçrıyorlar, bir daha da tele dokunmuyorlar. Eski inekler elektrik çarpınca sinirlenip çitlere tekrar tekrar çarpıyorlar çünkü alışık oldukları bir şey değil, onlara göre öyle olmaması gerekiyor. Çiftlikteki eski ineklerin tellere zarar vermeye başladığını gören çiftlik sahipleri eski inekleri kesmek zorunda kalıyorlar. Neymiş efendim, aslında ölüler de sucuk, salam, McDonald’s şeklinde değişiyormuş.
Arap subayları, Türkiye’ye çağırmışlar “Gelin nasıl çalışıyoruz görün” demişler. Adamlar bir ay kamuda toplantılara katılmış. Giderken onlara sormuşlar, nasıl buldunuz bizim kamu faaliyetlerini diye. Araplar cevaplamış “Külliyen brifing, icraat mafiş, nihayetinde kokteyl”. Bu ülkede, devlette böyle çalışmayan bir kamu kurumu bilen varsa bana yazsın, burada örneklemek isterim.
3M firmasında yapılan beyin fırtınası toplantısında yeterince yaratıcı fikir yakalanmadığını fark ederler. Bunun üzerine, çalışanların kurumla ilgili en rahat ve en çok nerede fikir ürettiğini araştırırlar. Sonuç: Kahve makinelerinin başı! 3M, kurumdaki kahve makinesi sayısını artırır ve özellikle, departmanların arasına, ortak kullanılan yerlere koyarlar, farklı departmanlarda çalışanlar bir araya gelsinler ve kurumla ilgili fikir üretebilsinler diye. Şimdi, düşünebiliyor musunuz; bizde yan birimden arkadaşınızla tam mesai saatinde çay ocağında, ince belli çay bardağıyla çayınızı höpürdetirken patronla karşılaştınız! Siz, pro-jektör görmüş tavşan gibi kalırsınız, patron da piton görmüş tavuk gibi hipnoza girer. Oysa kurumlarda fikirler en çok resmî olmayan ortamlarda üretilir. Siz “Mesai saatinde laklak mı ediyonuz, ne halt ediyonuz?” diye fırça yerken belki de kurumla ilgili önemli bir problemin çözümünü konuşuyor olabilirsiniz. Kurumlardaki birçok etkili uygulama, ilginç buluş, aslında bu “laklaklardan” çıkar.
İçerideki iletişimin sağlıklı olmasını isteyen adam; çalışanlarıyla iç içe olmayı içine sin-direbilmeli, mütevazı olmayı öğrenmeli. Kibar Holding’in kurucusu, koskoca Asım Kibar gider, çalışanlarıyla oturur, el ele gönül gönüle aynı yemeği, aynı yemekhanede yer. İşçisinin her derdini dinler. Ne zaman ki bilgi, deneyim, zekâ azalır, yöneticinin kasılmaya başladığını görürsünüz. Bir Sistem Lideri, ekibiyle arasındaki tüm engelleri, becerebildiğince kenara kaldırmalı.
Reklam
769 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.