Mor Mürekkep gibi mor üzerine denemeler yazacak kadar o değilim. Olsun! Misal-i Turna belki Nazan Bekiroğlu’nun kaleminden damlayan mor mürekkep damlası değil ama o yine de baştan aşağı mor.
Anlatamamaktan doğuyor şiir. Anlatamadıkça canı acıyor şairin. Canı acıdıkça şiir geliyor. Öyleyse şaire edilebilecek en iyi dua, bir beddua aslında: Acınız dinmesin efendim, ve anlatamayasınız. Çünkü en iyi o zaman anlatırsınız.
Canımı yakan ve yakacak olan, ne varsa, sıyırıp da aslından, bir surete dönüştürmem, hep korkaklığımdan. Nakkaşlığım korkaklığımdan, korkaklığım nakkaşlığımdan.
“Gece görünenin sonu, görünmeyenin başlangıcıdır çünkü. Bitiş ile başlangıç, yoklukla varlık, ölümle doğum, veda ile bismillah, hepsi gecede saklı... Yıldızların aydınlığı gecenin karanlığındandır... Ve değil mi ki Mi'rac herkes uykuda olduğu andadır. Suyun sesi geliyor sense uykulardasın, haydi uyuma!”