Ayın son kitabı için biraz kafamı dağıtacağım bir şey olsun dedim; Morfin tam olarak böyle bir kitaptı. Ayrıca Bulgakov ile tanışmış oldum. Ve çok sevdim! Yazar kısa zamanda favorilerim arasına girecek gibi duruyor. Hem Rus edebiyatından, daha ne olsun ki?
Morfin’de taşra kasabasında yıkıma sürüklenen bir doktorun günlüğünü okuyoruz. Peki bu günlük elimize nasıl geçiyor?
İlçede donanımlı bir hastaneye atanan Dr. Bomgard bir sürü zorluk ve sıkıntı yaşadığı taşradan kurtulduğu için umutlu ve mutludur. Her şey tıkırında ilerlerken taşradaki yerine atanan arkadaşı Dr. Palyakov’dan bir mektup gelir.
Bu mektup sonrası olaylar ilginç bir hal almaya başlayacak. Çünkü Dr. Palyakov bir narkotik bağımlısı olmuştur. Yaşadığı tüm sıkıntılardan; devrimin, savaşın ve aşkın izlerinden kurtulmak için bu laneti tercih etmiştir…
Dr. Bomgard arkadaşının bıraktığı bu günlüğü yayınlayarak tüm madde bağımlıları ve sağlıkçılar için ders niteliğinde bir uzun öyküyle baş başa bırakır bizi.
Severek ve keyifle okuduğum eserin kurgusu 56 sayfalık olmasına rağmen doyurdu ve sürükleyiciliğiyle kendini okuttu. Konusu itibariyle de çok çarpıcı bulduğum Morfin’i herkese tavsiye etmekten bıkmayacağım galiba.
Yazarın elimde iki kitabı daha var; Usta ve Margarita ile Ölümcül Yumurtalar… Sizce hangisinden devam etmeliyim?