Saat kulelerinden cep saatlerine, cep saatlerinden kol saatlerine geçtik.
Çan, ezan sesleriyle, zamanımızı düzenleyen dinlerin egemenliğinden özgürleştik.
Sanayi devriminin saniyelerimizi tekeline alan kalebentleri olduk.
Kapitalizmin "vakit nakittir" şiarıyla, dolap beygirleri gibi, fasit dairelerde koşmaya başladık.
Karınlarının aç olduğunu öğrenmek için saate bakanlar var.
Nereye kadar?
Sayfa 250