Mutsuz bir evlilikten sonra hayata küsen Sarah, Londra'da Whitefield Dükü William'la tanışır ve onunla evlenerek Düşes olur. Fransa'daki şatolarında büyük bir mutluluk içinde yaşarlarken, ikinci Dünya Savaşı patlak verir ve William savaşa gider. Fransa'yı zamanında terk edemeyen Sarah, bir yaşındaki Philip ve karnındaki bebeğiyle şatoda yalnız kalır, Nazilere esir düşer. Kocasından uzun süre haber alamaz ve daha sonra onun paraşütle Almanya'ya atlarken kaybolduğu ve hatta ölmüş olabileceği haberini alır. Sarah'yı gizli bir aşkla seven Nazi subayı Joachim, savaş boyunca büyük ilgi gösterir ama genç kadın, ilk ve son aşkı William'in döneceğinden emindir.Savaş biter, William evine döner. Savaştan sonra parasız kalan bazı kişiler ellerindeki mücevherleri satmak istiyorlardır. Whitfield'lerin onlara yardım amacıyla aldıkları bu mücevherler bir süre sonra sorun olmaya başlar. Ellerinde o kadar çok mücevher birikmiştir ki, sonunda Paris'te bir mücevherci dükkânı açmaya karar verirler. Bunu, Londra'da açtıkları bir ikinci dükkân takip eder ve birden kendilerini mücevher işi içinde bulurlar.Çocuklar büyümüş, her birinin kendi sorunları başlamıştır. Sarah bütün bu sorunlara ve hayatta en değerli varlığı olan kocasının ölümüne rağmen hâlâ dimdik ayaktadır. Zaman korkunç bir hızla akıp gitmiştir. İyisi - kötüsü, zayıfı - güçlüsü, üzüntüler, zaferler, kayıplar, kazançlar... Ama onun gerçek mücevherleri, her zaman kalbinde taşıdığı William'in aşkı, çocukları ve yaşadığı yetmiş beş değerli yıldır.Paris, Roma, Londra, New York ve Uzakdoğu'ya kadar uzanan inanılmaz bir aşk hikâyesi ve soluk kesen bir macera...
